Baklava çalan çocuklar, baklava yapan amcalar

Ara dönemler baklava sevenler ve baklava açanlar için her zaman sıkıntılı bir dönem oldu. O gün baklava çalan çocuklara yapılan muamelenin ‘katmerlisi’ bugün cemaat soruşturması adı altında yürütülen operasyonlarda baklava açanlara reva görülüyor. Üstelik en olmadık bahanelerle…

CEM MORA 10 Şubat 2017 GÖRÜŞ

Sıcak bir ağustos gecesiydi. Yıl, 1997. Gaziantep’in her biri diğerinden ünlü baklava dükkanlarından birine herkesin uyuduğu saatlerde 4 çocuk girdi.

Belli ki, canları gündüz vakti gelip geçtikileri dükkanın vitrinindeki o müthiş lezzetlerden çekmiş, yeterli paraları olmadığı için bu yola tevessül etmişlerdi.

28 Şubat postmodern darbesinin cevval polisleri büyük bir başarıyla dört çocuğu kıskıvrak yakaladı. Baklava ve antepfıstığı çaldıkları gerekçesiyle mahkemeye gönderdiler. Ne mi oldu? O çocuklar tam 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yaşları küçük olduğu için önce 6 yıla indi cezaları. Sonrasında ise Rahşan affı olarak bilinen düzenlemeyle serbest kalabildiler.

Fakat olay günlerce konuşulmuş, ‘baklava çalan çocuklar’ın gördüğü muamele ve aldıkları orantısız ceza vicdanlarda derin yaralar açmıştı.

CUNTALARIN BAKLAVAYLA SINAVI

Ara dönemler baklava sevenler ve baklava açanlar için her zaman sıkıntılı bir dönem oldu. O gün baklava çalan çocuklara yapılan muamelenin ‘katmerlisi’ bugün cemaat soruşturması adı altında yürütülen operasyonlarda baklava açanlara reva görülüyor. Üstelik en olmadık bahanelerle…

Yaşı müsait olanlar veya yeme içme kültürüne ilgisi olanlar bilir. Bundan 50 yıl önce İstanbullular lahmacun, kebap gibi baklavaya da mesafeliydiler. Laleli’de Fen Fakültesi’nin karşısına dükkanı taşıdığında Habeş Seyidoğlu yaptığı baklavaların yarısını satıyor, yarısını dağıtıyordu. Maksat İstanbullu baklavayı tanısın…

1980’li yıllarda bile baklava kültürü bugün olduğu kadar yaygınlaşmamıştı. Puanlarım İstanbul İletişim’e yettiği için geldiğim İstanbul’da o yıllarda birkaç ünlü baklava dükkanı vardı. Güllüoğlu, Seyidoğlu ve Hacı Bozan…

Nasıl müzik severler Orhancı, Ferdici diye ayrılırlarsa, tatlıcıların da fanları vardı. Hacı Bozanoğlu’nun snop, Güllüoğlu’nun aşırı popüler olduğu zamanlarda baklavanın hasını arayanların adresi tartışmasız Laleli Seyidoğlu’ydu. Biri müze gibi dekore ettiği dükkanda baba Seyidoğlu siyah beyaz aile fotoğraflarının altında mis gibi baklavalar ikram ederdi.

Fiyatları da diğer ikisine göre makuldü. Stajyer olarak kazandığım ilk para ile arkaşlarıma baklava ziyafeti çektiğim günü dün gibi hatırlıyorum. Hiç bozmadılar ne duruşlarını, ne de kalitelerini. Öne de çıkmadılar… O mütevazı dükkanlarında, daha çok geleneksel usullerle mesleklerini icra ettiler, İstanbulluların ve turistlerin ağızlarında unutlamaycak tatlar bıraktılar yıllarca.

1918 yılında Gaziantep’te doğmuştu Habeş Bey. Açtıkları dükkana verdikleri isim ise ailenin büyük dedeleri Seyid Ağa’dan geliyor. Asıl mesleği, çıraklıktan başlayarak babasından öğrendiği, ayakkabıcılık olan Habeş Seyidoğlu, Antep’te tutanamayınca 1948’de İstanbul’a geldi. Ustaların yanında  tatlı işini öğrenen Habeş Seyidoğlu, ilk dükkanınını Karaköy’de Arap Camii sokağında açtı.

1952’de ise Laleli’de Fen Fakültesi’nin karşı köşesinde baklava yapmaya ve satmaya başladı. Spesiyalitesi ise Gaziantep’in en güzel tatlılarından olan yassı kadayıftı! Meslek hayatındaki başarısının sırrını çalışmak, çalışmak, çalışmak olarak açıklayan Habeş Bey’in 2006 yılındaki vefatından sonra çocuklarından Mustafa Seyidoğlu Laleli’deki eski dükkanı devam ettirirken, diğer iki oğlu ise büyük çaplı üretime geçerek şubeleşmeye gittiler.

Amaçları hem İstanbul’a sevdirdikleri baklavayı Anadolu’nun diğer kentlerine de aynı kalitede taşımak hem de yurt dışına açılmaktı. Başarılı da oldular…

Fakat 28 Şubat’ta baklava çalan çocukların hayatını karartan ‘o kafa’ bu sefer baklava yapanları, iş ve istihdama katkı sağlayanları  bulmuştu. Dün köfteciler fişlenip toplumdan tecrit ediliyordu, bugün tatlıcılar, pideciler, börekçiler…
Gülen cemaatine karşı yürütülen terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Serdar Seyidoğlu ile amcası Mustafa Seyidoğlu hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltına alınan ünlü baklavacılar Serdar Seyidoğlu ve Mustafa Seyidoğlu, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan ayrı tarihlerde çıkarıldıkları hakimlik tarafından tutuklanmıştı.

FETULLAH GÜLEN TARAFINDAN ÖDÜLLENDİRİLDİ

Soruşturma kapsamında, şüpheli Seyitoğlu’nun, Gaziantepli Habeş Seyitoğlu Baklava şirketinin ortağı ve Dış Ticaret Genel Müdürü olduğu Mustafa Seyidoğlu’nun da şirket ortaklarından olduğu belirtildi. Serdar Seyidoğlu’nun himmet adı altında iş adamlarından para topladığı, toplanan paraları ‘örgüte aktardığı’ ve toplanan paraların büyük rakamlara ulaşması nedeniyle de Fetullah Gülen tarafından ödüllendirildiği, şüpheliye ödül olarak plaket, namaz takkesi, seccade ve tesbih gönderdiği belirtiliyordu.

“ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANMADILAR”

Şüpheli Serdar Seyidoğlu’nun örgüt mensuplarına gönderdiği “Nasıl ifade vermeliyiz” talimatı doğrultusunda örgütsel bağlarını ve eylemlerini anlatmaktan imtina ettiği ve etkinlik pişmanlıktan faydalanmak istemediği de belirtildi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEP EDİLDİ

Serdar Seyidoğlu ile amcası Mustafa Seyidoğlu hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ayrı ayrı “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası, “Terör örgütü üyeliği” suçundan da 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.

Oysa çok değil, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda hükümete yakın ATV en iyi tatlı tarifini yaklaşık on dakika Seyidoğlu’nun ustalarının dilinden veriyordu canlı yayında. Fakat kanunuları uygulamadaki ‘ona öyle, buna böyle’ tavrı burada da sürecekti elbette. Çünkü çifte standart konusunda oldukça ‘şerbetli’ydi bugünün yasa uygulayıcıları.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com