Batırmayı başaramadıkları Bank Asya’yı kapattılar

HARUN ODABAŞI 19 Kasım 2017 Genel

Mukim Öztekin… Bank Asya’da 2000-2004 yılları arasında genel müdür yardımcılığı yapmıştı. Kurumda güzel hatıraları olmakla birlikte ayrılış süreci biraz sancılı olmuştu. Şikâyetleri vardı, ancak o naif ve espirili kişiliği ile eleştiri dozunu hep belli bir seviyede tutmasını bildi.

Sonra Bank Asya’dan ayrıldı, kariyerine Ziraat Yatırım’da devam etti. 2015 mayısında beyin tümöründen vefat ettiğinde ise Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) başkanlığını yürütüyordu. 2012 yılında BDDK başkanı olduğunun ilk günleriydi, kendisini tebrik etmek için aradığımda, “Allah utandırmasın, Allah mahcup ettirmesin.” diyordu.

Şahitliğim geçer mi, bilmiyorum ama Allah Mukim Öztekin’i utandırmadı ve mahçup ettirmedi. Ailesine ve yakınlarına onurlu ve şerefle yad edecekleri bir miras bıraktı. Allah rahmet etsin, ruhu şad olsun…

Mukim Öztekin’i hatırlama ve hatırlatma sebebim hukuksuzca el konulan ve bir kadavraya çevrilen Bank Asya’nın iflasına karar verildiği ile ilgili haberi okumuş olmam. Tasfiyeyi TMSF yapacakmış. Batmayan bankayı batıramadılar, ama kapattılar. Mukim Öztekin’e görevde olduğu sürece özellikle birebir markajla dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Bank Asya’ya el konulması konusunda çok büyük baskılar yapılıyordu. Erdoğan’ın yurdışı seyehatine çıkarken ‘döndüğümde bankanın anahtarlarını masamda istiyorum’ sözü o günlerden kalma. Yakınındaki arkadaşlarının ifadesi ile bizzat Beyefendi’den yediği küfrün haddi hesabı yoktu. Ama Öztekin, bir bankaya el koymak için teknik kriterleri öne sürüyor ve bilanço değerlerinin müdahale imkân vermediğini söylüyordu. Erdoğan’a da sonuna kadar direndi. Adalet duygusu başka türlü davranmasına imkân vermiyordu.

Zira Allah korkusu Saray korkusundan daha fazlaydı…

İçlerinde AKP’li dört bakanın da bulunduğu 17/25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sonrası Başbakan Erdoğan, Fethullah Gülen cemaatine yönelik büyük bir saldırı başlatmıştı. Daha 15 Temmuz darbe bahanesi üretilmemişti, ama OHAL’in demosu diyebileceğimiz cemaate yakın kişi ve kurumlara yönelik kapatma, tutuklama ve el koyma hamleleri devam ediyordu.

Hukuksuz saldırıların en stratejik noktalarından biri Bank Asya idi. Erdoğan ısrarla Bank Asya’ya el konulmasını istiyor, kanuna göre ağır cezası olmasına rağmen açıktan, “O banka batmış zaten.” diyerek mudîlerini panikletmeye dönük beyanatlar vermekten çekinmiyordu. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun bir başbakan bir banka hakkında bu sözü söylediğinde o banka batar. Çünkü bankacılık tamamen güven üzerine kuruludur. Erdoğan mesela Garanti Bankası için aynı sözleri sarf etse ertesi gün olabilecekleri tahmin edebilirsiniz. Parasını çekmek isteyen insanlar banka önünde uzun kuyruklar oluştururdu. Para ile imtihan her zaman zordur. Homo Economicus (Ekonomik İnsan) devreye girer ve rasyonel bir tavırla kişi kendisini koruma güdüsüyle hareket eder. Bank Asya mudîleri ise öylesine bir direniş gösterdi ki iktisat tarihi ne böylesini gördü ne duydu. Bank Asya önünde de kuyruklar oluştu, ancak bu sefer parasını çekmek için değil para yatırmak için insanlar sıra bekliyordu. Dost düşman pek çok insan cemaatin bu akıllara durgunluk veren dayanışmasını hayret ve hayranlıkla izlemişti. Her türlü zorbalığa başvurulmuş olmasına rağmen banka TMSF’ye devredildiğinde sermaye yeterlilik rasyosu en yüksek bankalardan biriydi.

Biraz mübalağalı bir değerlendirme olacağının farkındayım ama örnek eşleştiği için vereceğim: Çanakkale Savaşı’nı 250 bin şehit vererek Osmanlı İmparatorluğu kazandı. Ama iki hafta sonra İngiliz birlikleri İstanbul’a girdi. Zahiren meydanda kazanılan savaş masada kaybedildi. Ancak bu sonuç Çanakkale’nin görkemine gölge düşüremez, değerini azaltmaz. Bugün kurgu mahkemeler 17/25 Aralık sonrası Bank Asya’ya para yatıranları örgüt üyeliğinden tutuklanması için yeterli görüyor. Binlerce insan bu sebeple tutuklu şu an. Tamamen yasal bir bankaya para yatırmak nasıl tek başına suç sayılır inanılır gibi değil. Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise para yatırma eyleminin olsa olsa sempatizanlık çerçevesinde sayılabileceğine hükmetti. Umarım adalet daha fazla gecikmeden tecelli eder.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com