Borsa ağaları ne istiyor?

HARUN ODABAŞI 16 Ekim 2017 GÖRÜŞ

Borsa, altın ve dövizle kıyaslandığında her zaman daha prestijli bir yatırım aracı oldu. Ama Borsa İstanbul 32 yıllık mazisinde kumarhane jargonu ile ‘oynanan’ bir casino hüviyetinden kurtulup ‘yatırım yapılan bir araca’ dönüştürülemedi. Hisse senetlerinin halka açıklık oranındaki sığlık, temettü ve kâr payı dağıtımındaki yetersizlik borsanın hep önünü tıkadı. Ama esas sorun Borsa’da hiç eksik olmayan spekülatör ve manipülatörlerin Borsa’ya bir kumarhane salonuna çevirmesinden kaynaklanıyor. Bir bodyguard gibi her hisse senedinin bir bazen birkaç sahibi var ve onlar istemeden kâğıtta yukarı veya aşağı hareketlilik yaşanması adeta imkânsız. Yer yer bütün teknik analizleri aşan bir gerçeklik bu. Vakti zamanı gelince bu Borsa efendileri kâğıtları toplar kerizleri silkeler, hisseyi yükseltip malı küçük yatırımcının eline bırakır ve tatile giderek zaferlerinin tadını çıkarırlar! Bütün süslü analizlerin ötesinde bu kaide bu zamana kadar hiç değişmedi. Küçük yatırımcı spekülatör dayağı yemekten kurtulamamış, kanunların yetersizliğinden ya da işletilememesinden dolayı hep mağdur olmuştur. Bu anlamda Borsa’nın kanlı bir tarihi vardır…

Bir başka önemli husus da Borsa İstanbul’un yabancı sermayenin hâkimiyetinde olması. Şirketlerin halka açık kısmının yüzde 65 gibi yüksek bir oranı yabancıların portföyünde. Yani onlar istemeden ibreyi kıpırdatmak mümkün değil. 2016’da IŞİD’in Sultanahmet saldırısı olduğunda ve iki ay önce Almanya ile Türkiye arasında yaşanan siyasî gerilim sürecinde Borsa İstanbul’un aşağıya hiç esnemeden yükselmesi hâlâ Sır Kapısı gibi gizemini muhafaza ediyor.

Bir süredir Borsa endeksi 100 binin üzerinde seyrediyor. ABD ile yaşanan vize krizinde de test edildi ki Borsa ağaları endeksi aşağı çekmek istemiyor. Küçük bir türbülanstan sonra endeks kendisini hemen toparladı. Olumlu her haberi yukarı tırmanmak için değerlendirirken olumsuz haberleri duyunca tabiri caizse kulaklarının üzerine yatıyorlar.Peki iyi haberlerin karaborsaya düştüğü bir ortamda Borsa’yı ne bekliyor? Borsa’nın aşağı mı yoksa yukarı mı gideceği noktasında iyimserler ve kötümserler şeklinde tasnif edeceğimiz iki temel analiz var.

İyimserler, Borsa’nın dolar bazında Mayıs 2013’e göre hala çok ucuz olduğu kanaatinde. Bu tarihte Borsa İstanbul 5 doların üstünü görmüştü. Şimdi ise 2,90 dolar seviyesinde. Bu hesaba göre neredeyse yüzde 70’in üstünde bir tırmanış potansiyeli var. Birçok hisse senedinin defter değerinin çok altında işlem görmesi cazibeyi artıran bir başka husus. Düşmanın bildiğini dosttan saklamanın bir âlemi yok. Türkiye çok açık ve net bir şekilde yabancı sermaye ile fonlanıyor. Tabiî sadece Türkiye değil onun ile aşağı yukarı aynı paralelde hareket eden Brezilya ve Arjantin gibi diğer gelişmekte olan ülkelerde bu fonlanmadan nasiplerini alıyorlar. Oldukça yükselen gelişmiş ülke endekslerinden kaçan yaklaşık 1 trilyon dolar gibi bir paranın gelişmekte olan ülkelere konuşlanacağı tahmin ediliyor. Bunda gelişmiş ülkelerin Borsa bazında beklentilerin sona yaklaşmasının yanında çok önemli fütüristlerin dillendirdiği her on yılda bir tekrarlanan global kriz beklentisi de rol oynuyor. Sermaye kendisini en kazançlı olacağı ya da en az zarar göreceği yerde saklamak istiyor doğal olarak. İşte bu zaviyeden de bakınca Borsa İstanbul önemli sayılacak yabancı girişlerine sahne oluyor.

Kötümserlere gelince onların tezleri iyimserlere göre daha güçlü: Doğrudur gelişmekte olan ülkelere sert bir sermeye akımı var. Ama Türkiye maalesef hikâyesini kaybetti. 2000’lerin başında AB müzakere süreci, paradan sıfır atılması, enflasyonda tek haneli rakamların görülmesi ve demokratik reformlarla yükselen bir yıldız olarak görülen Türkiye şu anda otoriter rejimlerin diyarı bir Ortadoğu ülkesi şeklinde tanımlanıyor. İç ve dış politikada büyük kaos döngülerini besleyen birçok sorunla boğuşuyor. AB ve ABD ile arasındaki mesafe her geçen gün azalmıyor artıyor. Ekonomide de tüketim ekonomisinin oluşturduğu geçici rahatlamanın da sonuna gelindi. Mevcut parametrelerin hiçbirinden iyi senaryo çıkmıyor. İyi hikâye olmayınca borsayı şaha kaldıracak atmosferi oluşturmakta mümkün gözükmüyor.

Yabancıların bizden sakladıkları bir şey yoksa Borsa İstanbul uzun süredir reel gerçeklikten uzak tuhaf bir performans sergiliyor. Onun için başında kuş taşıyan küçük yatırımcıların pazarlama tekniklerine kanmadan (hikâyesine güvendikleri bir şirket yoksa) bu süreçte Borsa’dan uzak durmasını şiddetle tavsiye ederim.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com