Cortázar’dan edebiyat dersi

RÜYA KARLIOVA 12 Şubat 2019 KÜLTÜR

Arjantinli yazar Julio Cortázar’ın 1980 yılında Berkeley’de verdiği öykü odaklı derslerin notlarını bir araya getiren Literature Class, Berkeley 1980 (Edebiyat Dersi, Berkeley 1980) New Directions tarafından ABD’de yayımlandı.

Cortázar, “A Writer’s Path” (Bir Yazarın Yolu) adlı bölümde Jorge Luis Borges’in kendisi ve çağdaşları için nasıl bir edebi cennet olduğunu anlatırken, genç bir yazar olarak gözünün aynı zamanda sokakta olduğuna, sokakta konuşulan dilde olduğuna değiniyor.

“Hep neden yazdığımı bilmeden yazdım,” diyen Cortázar, yazarlık serüveni boyunca tesadüflerin belirleyici olduğunu söylüyor. Öykü yazarlığını Latin Amerika odaklı anlatmaya koyulan yazara göre öykü içine kapalı bir form romanın aksine, mükemmel bir öykü bir geometrik mükemmelliğe sahip olmalı. “O nedenle bir daireye benzettiğim oldu öyküyü,” diyor Cortázar. Buna örnek olarak da Edgar Allan Poe’nun “The Cask of Amontillado” adlı öyküsünü veriyor.

Bestseller, yazarla okur arasında anlaşma

“Eğer bir yazar belli bir okur kitlesini hedeflerse, eserinin gücünü azaltıyor demektir, onu şartlandırıyor, belirli taleplerle ya da kısıtlamalarla ağırlaştırıyordur,” diyen Cortázar, bestseller kategorisinde, edebi niteliği düşük eserler yazanların okurlarla aralarında adeta bir anlaşma olduğunu söylüyor. Cortázar, “Ne Kafka ne Maupassant böyle yazar, ne de ben böyle yazarım” diyerek yazarken aklında somut bir okur fikrinin belirmediğini anlatıyor öğrencilerine.

Cortázar’ın dersleri fantastik öyküde zaman, kader gibi konulara odaklandıktan sonra gerçekçi öyküyü işliyor. Edebiyatta müzikalite ve mizah yazarın öğrencilerle tartıştığı konular arasında. Türkiye’de en çok okunan kitabı olan Seksek romanını oyun çerçevesinde tartışırken artık okurların gerçeği anlamak için de ciddi olmayan, içinde oyun ve mizah barındıran eserleri yeğlediğini anlatıyor. Seksek‘in Avrupa’da yaşadığı varoluşçu dönem içinde aldığı notlara göz gezdirirken zihninde beliren bir bütünlük yarattığını anlatan Cortázar, Seksek‘i bir mozaiğe ve bir yama işine benzetiyor.

‘Edebiyat soru sormak için vardır’

Kitabın ek bölümünde Cortázar’ın “Latin American Literature Today” adlı bir konuşması da var. Bu konuşmada yazar, özellikle kendi çağdaşlarının nasıl yabancı modelleri taklit etmeyi bırakıp ülkelerinin kendi gerçeklerine dönmeye başladığını anlatıyor ve Pablo Neruda örneğini veriyor. Cortázar’ın konuşmasında edebiyatın ne olduğuna ilişkin de kitabın kalbi sayılabilecek bir bölüm yer alıyor. Şöyle diyor Arjantinli yazar: “Hep edebiyatın cevap vermek için doğmadığını düşünmüşümdür, bu bilim ve felsefenin açık amacıdır, edebiyat soru sormak için, rahatsız etmek için, zekâmızı ve duyarlılığımızı gerçeğe ilişkin yeni bakış açılarına açmak için vardır.” Cortázar’a göre Latin Amerika edebiyatı tam da bunu yapmaktadır.

Edebiyat Dersi sadece Julio Cortázar’ın eserlerini anlamak için değil, öykü üzerine düşünmek ve Latin Amerika edebiyatını tanımak için önemli ve Türkçeye de çevrilmesi gereken bir kitap.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram