Filistin’i yazmak: Nerede başlıyor?

RÜYA KARLIOVA 15 Ocak 2018 KÜLTÜR

Yazar Yasmin El-Rifae soruyor: “Nerede başlıyor Filistin?” Bir e-posta yazması gerekiyor Filistin hakkında ama hangi kelimeleri seçeceğini, ülkenin ve edebiyatının sınırlarını çizemiyor. Ona göre, “Filistin’deki her yerde İsrail var.”

El-Rifae bunları, Filistin Edebiyat Festivali kapsamında yayımlanan “Bu Bir Sınır Değildir” (This Is Not A Border) adlı kitaptaki yazısında anlatıyor. Kitap sadece Filistinli yazarları değil aralarında Chinua Achebe, J.M. Coetzee, Teju Cole, Alice Walker ve Geoff Dyer gibi pek çok ismin de olduğu dünya yazarlarını bir araya getiriyor.

Mahmud Derviş’in selamıyla açılan kitapta, Filistinli şairin halkının tarihten silinmek istendiğini ve buna karşı edebiyatın sorumluluklarını anlattığı bir “merhaba” yazısı var. Filistinli şair ülkesinde yaşananları apartheid olarak nitelendiriyor. Derviş yazısında barışın özgürlüğe ve adalete ihtiyacı olduğunu söyleyerek Filistin’de yaşamı kısaca şöyle anlatıyor: “Burada hayat verili bir şey değil, günlük bir mucize. Askeri bariyerler her şeyi her şeyden ayırıyor. Ve her şey, manzara bile geçici ve kırılgan. Burada hayat, hayattan çok daha azı, yaklaşan ölüm demek.”

Derviş, Filistin’de bir yazar ya da şair olmanın çok zor olduğunu söylüyor, “çünkü bir yandan kendi gerçekliğine sadık kalmalısın diğer yandan edebiyata sadık kalmalısın.” Ve soruyor: “Bu şartlar altında edebi özgürlük nasıl sağlanır?

Şüphesiz kitaptakiler politik metinler. Örneğin J.M. Coetzee, “Kendi Sonuçlarınızı Çıkarın” (Draw Your Own Conclusions) adlı kısa metninde, Güney Afrika’daki kendi deneyimini Filistin’le kelime seçimleri üzerinden karşılaştırıyor:

“Güney Afrika’da doğup büyüdüm. Bu nedenle insanlar bana doğal olarak Filistin’de, Güney Afrika’da yaşadığım deneyimlerden hangisini gördüğümü soruyorlar. Burda yaşananlara apartheid demek bana işe yarar bir adım gibi görünmüyor. Türkiye’de 1915 yılında yaşananlara ‘genocide’ (soykırım) demek gibi. Apartheid demek konuyu öfkeli bir anlam tartışmasına çekiyor ve inceleme imkânlarına ket vuruyor.”

Öte yandan yazısının devamında Coetzee ülkesi Güney Afrika’da yaşannalarla Filistin’de yaşananları aynı sömürgeci amaçlarla ve ayrımcılıkla tanımlayarak, okura bundan kendi sonucunu çıkarın diyor ironik bir şekilde.

FOTOĞRAFTAKİ UMUT

İngiliz yazar Geoff Dyer, ise bir fotoğrafın peşinden gidiyor kitap için yazdığı kısa metinde. Bu fotoğraf 14 Temmuz 2014’te Gazze’de Finbarr O’Reilly tarafından çekilmiş.

Birleşmiş Milletler’e ait bir okulun bombalanmasının ardından çekilen fotoğrafa neden durmadan geri döndüğünü sorguluyor Dyer. Sonra gözünün önüne başka bir fotoğraf geliyor: 1968’de Vietnam’da çekilmiş. Bu iki fotoğraf arasındaki benzerlik ona siviller bombalandığında bu tür görüntülerin kaçınılmaz olacağını düşündürüyor.

John Berger’in “Izdırap Fotoğrafları” (Photographs of Agony) adlı kitabında da yer alıyor bu fotoğraf. Berger onu yorumlarken bu tür fotoğrafların işlevlerinin savaşın ve çatışmanın trajedilerini siyasi olandan “insanlık hallerinin kanıtı” olmaya çekmesi olduğunu yazmış. Öte yandan Dyer’a göre iki fotoğraf arasında çok önemli bir fark var: Vietnamlı kız çocuğununun gözleri yalvararak bize bakarken, ne Filistinli çocuk ne de adamın gözleri bize dönük. O halde Dyer soruyor: “Bunun nedeni her şeye rağmen – umutsuz görünen bir durumda ve başkalarının siyasi müdalesine bağlı olmalarına rağmen- bizim umut bulmak için, güçsüz olanlara, yani onlara bakıyor olmamız olabilir mi?”

FİLİSTİN EDEBİYAT FESTİVALİ

PALFEST 2008 yılından bu yana Filistin’in çeşitli şehirlerinde düzenleniyor. Festiva, Chinua Achebe, John Berger, Mahmud Derviş, Seamus Heaney, Harold Pinter, Philip Pullman ve Emma Thompson’ın himayesinde gerçekleştiriliyor. Amacı Edward Said’in deyişiyle “kültürel güce kültürün gücünü göstermek”. Kitabın editörleri Ahdaf Soueif ve Omar Robert Hamilton.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com