Yıl 1984… Aylardan ekim… Antalya’nın bunaltıcı yaz sıcağı, yerini güz ılıklığına bırakalı çok olmuş. Ortaokula yeni başlamışım. Futbolu da çok seviyorum. Antalyaspor’un maçlarını kaçırmıyorum. Kapıda bekleyip nur yüzlü bir amcaya ‘baba’ deyip bedava stada giriyorum.
Bir gün duydum ki Türk Milli Takımı, 1986 Dünya Kupası elemelerindeki Finlandiya maçını Antalya’da oynayacak. Hem de tribünleri yetersiz, zemini kötü, kale arkalarında yüksek taş duvarlar olan Atatürk Stadı’nda… Şaşırdım tabii. Çünkü milli maçlar genellikle İstanbul’da, bazen de Ankara ve İzmir’de oynanıyor o dönem.
Sebebini kısa süre sonra öğrendim. Daha doğrusu tüm Türkiye öğrendi. Sebep, soğuğa alışkın Finlandiyalı futbolcuların sıcakta gerekli performansı gösteremeyeceği beklentisi.
Maç Antalya’nın ağustos sıcağında olsa bu beklentiyi birazcık anlayabilirdim ama 31 Ekim’deki 20 derecelik sıcaklığın Finlandiyalı futbolcuları bunaltacağını beklemek, düpedüz safdillikten başka bir şey değildi.
Grubumuzda İngiltere, Kuzey İrlanda, Romanya ve Finlandiya vardı. Candan Tarhan yönetimindeki A Milli Takım, elemelerdeki ilk maçında Finlandiya’yı yenip Meksika 86’ya gitmenin hayallerini kuruyordu. Finlandiya’yı mağlup etmek için futbolculara değil de sıcağa güvenmek ise işimizin ne kadar zor olduğunu gösteriyordu.
Antalya’da oynanacak ilk milli maçı izlemek istiyordum tabii. Maça rağbet bir hayli fazla olunca, kapıdaki nur yüzlü amcalara ‘baba’ demek sökmedi tabii. Param da olmadığı için kapıda kaldım, maçı stattan seyredemedim. Koşa koşa bir çay bahçesine gidip maçı TRT’den izledim. Tabii siyah-beyaz olarak…
Türkiye, Finlandiya karşısına şu 11 ile çıktı: Arif Peçenek (Ankaragücü), Abdülkerim Durmaz (Fenerbahçe), Cem Pamiroğlu (Fenerbahçe), Muharrem Gürbüz (Karşıyaka), Raşit Çetiner (Galatasaray), İsmail Kartal (Fenerbahçe), Rıza Çalımbay (Beşiktaş), Aykut Yiğit (Sakaryaspor), Erdal Keser (Galatasaray), Dobi Hasan (Trabzonspor), İlyas Tüfekçi (Fenerbahçe). Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe) ile Rıdvan Dilmen (Sarıyer) de sonradan oyuna dahil oldu.
Dönemin en büyük futbolcularından kurulu A Milli Takım, rakibinin Antalya’nın ılık havasında bunalacağını düşünürken; 10. dakikada Ari Hjelm’in, 56. dakikada da Lipponen’in golleriyle soğuk bir duş aldı. 78. dakikada İlyas Tüfekçi’nin penaltıdan attığı gol, sevinmemize yetmedi maalesef.
Milli Takım, gruptaki diğer karşılaşmaları da kaybetti. Tek puanını 0-0’lık beraberlikle Kuzey İrlanda’ya karşı aldı. 1 puanla sonuncu olup Meksika 86 hayallerini gerçekleştiremedi.
2018 Dünya Kupası elemelerindeki Finlandiya maçının Antalya’da oynanması, beni yıllar önceye götürdü. Fakat bu seferki sebep, rakibimizin sıcaktan bunalacağı beklentisi değildi. Yeni açılan Antalya Arena’da daha önce oynadığı dört maçın üçünü kazanıp birinde berabere kalan A Milli Takım, bu kez bu uğurdan yararlanmak istiyordu. Ve yararlandı da… İlk 13 dakikada attığı gollerle, aman aman bir futbol oynamadan, maçı rahat kazandı. Bu aynı zamanda, rakibimize karşı Türkiye’deki ilk galibiyetimizdi.
