Genç yazara öğütler

RÜYA KARLIOVA 25 Mayıs 2017 KÜLTÜR

Türk okuru İrlandalı yazar Colum McCann’ı Dönsün Koca Dünya ve TransAtlantik romanlarıyla tanıyor. Hunter College’da yaratıcı yazarlık dersleri veren McCann geçtiğimiz ay “Letters to a Young Writer” (Genç Bir Yazara Mektuplar) adlı yazarlık hakkında kısa denemelerden oluşan bir kitap yayımladı.

Random House’dan çıkan ve elli iki denemeden oluşan kitap yazarlık deneyimi, yazmanın kuralları ve bu kuralların bozulmasının gerekliliği üzerine.

Letters to a Young Writer / Colum McCann / Random House

İlk öğüt: Yaz:

McCann’a göre bir yazarın öncelikli işi her koşulda yazmaktır. Bunun için de masaya oturmak gerekir. Kendini masanın başında tutabilmek bu dikkat dağınıklığı çağında en büyük iş… O nedenle McCann öncelikle “ciğerlerinizi dille doldurun ve yazın” diyor.

Kurallar Yok:

Olanlar da bozulmak için orada… McCann şunu hatırlatıyor: Büyük yazarlar, kuralları bozanlardır. Bunu dili yeniden kurmak için yaparlar. Bir şeyi daha önce kimsenin söylemediği gibi söylerler. Sonra söylediklerini de bozar ve kuralları yıkmaya devam ederler.

İlk Satır:

Aktif olmalı. Hikâyeye hareket vermeli. Okurun kulağına bir şeylerin değişmekte olduğunu fısıldamalı. İlk satır, ilk adım gibi sonradan gelecek olanı biçimlendirendir, McCann’a göre.

Bildiğini YazMA:

Hep önerilenin aksine McCann bildiğini yazmamaktan, ileriye bakmaktan, merak ettiğinin peşine düşmekten yana. Ona göre yazar bir kâşif olmalı. Hikaye yazardan büyük olmalı. Dolayısıyla bilinmeyene doğru yazarsa bir yazar, bildiği ama bildiğinin farkında olmadığı şeylerle karşılaşır, öteye doğru yapılan yolculuk da nihayet kendine varır.

Boş Kâğıdın Dehşeti:

Onun karşısında oturup ona bakıp korkmamayı öğrenmeli yazar. McCann’e göre bu bir savaş. Masanın başında oturmak, boş kâğıda bakmak ve korkup kaçmamak.

Müziksiz Olmuyor:

Küçük bir detayla başlayın ve onu takıntınıza doğru geliştirin diyor McCann. Müziksiz olmuyor, dediği ise, metnin ve fikrin içindeki müziğin gerekliliği. Yoksa bir yazar olarak ne bir düşünceyi ne de felsefeyi temsil etmek zorundasınız. Sadece hikâyenin nereye gittiğini, yani müziğini bulun.

Karakter Yaratmak:

Karakter karmaşık ve hatalı olmalı. Bir yazar karakterini en ufak detayına kadar tanımalı. Gerçek bir karakter yaratmak en önemlisi diyor McCann, o kadar gerçek olmalı ki okur onu hiç unutmamalı. Jay Gatsby gibi, Leopold Bloom gibi. Eğer karakterinizi yeterince tanıdığınızı düşünmüyorsanız, ona bir mektup yazın. McCann yazar adaylarını şöyle uyarıyor: Karakterinize saygı gösterin.

Bir Defter Taşıyın:

Cebinize sığacak kadar. Gününüzü ona bağımlı geçirmeyin ama notlar alın. En önemlisi de onu kaybetmeyin.

Gözlerinizde Kamera Olsun:

Bakış açılarını değiştirebilin. Hem dışarıya odaklanıp hem insan kalbine dönebilin. Perspektifleri değiştirmenin, birinci tekil şahıstan sonra üçüncü tekil şahısı denemenin, kağıda da kamerayla bakmanın önemini anlatıyor McCann.

Diyalog Yazmak:

Bilgi vermeyi hedeflemeyin diyaloglarda. Diyalog bitmeden siz diyalogdan çoktan çıkmış olun. Duyulmayanı düşlemeyi okura bırakın. McCann diyalog yazarken gramer kurallarını da unutabileceğinizi söylüyor ve diyalog ustaları olarak Roddy Doyle, Lousie Erdrich, Elmore Leonard, Marlon James’i işaret ediyor.

Yüksek Sesle Okuyun:

McCann’e göre yüksek sesle okuduğunuzda metnin gerçek niyeti de ortaya çıkacak. Ritmin olup olmadığını, hataları duyacaksınız. Gerekirse bir kayıt cihazı bile kullanabilirsiniz.

5N1K:

Sadece gazetecilikte geçerli bir kural değil. Kim: Hikâyeyi kim anlatıyor? Yazarın anlatıcısını iyi tanıması gerekiyor. Ne: Kısaca buna tema diyoruz. Nerede: hikâye nereden anlatılıyor? Çünkü seçilen duvar kâğıdı bile hikâyeyi etkiliyor. Ne zaman: Zamanın neresinden anlatılıyor hikâye ya da neresinden hatırlanıyor? Nasıl: Bütün bunlar birbirine nasıl bağlanıyor? Neden: Anlatıcının hikâyeyi neden anlattığını biliyor muyuz? Gazetecilikte olduğu gibi yazarlıkta da bu soruların cevabını verebilirsek iyi bir metin yazabiliriz McCann’a göre.

Tema ikincildir:

Yazar temaya arka koltuğu vermelidir çünkü aslolan ne olduğu değil, o şeyin nasıl olduğudur. Yazar bunu şöyle açıklıyor: Herkes iyi bir hikâye anlatabilir ama herkes kulağınıza güzel bir şey fısıldayamaz. Unutmayalım yazılmış en iyi roman bir adamın 24 saat boyunca Dublin’i arşınlamasını anlatır.

Araştırın:

Google yeterli bir araştırma kaynağı değil. O nedenle genç yazara McCann’ın öğüdü kütüphaneye gitmesi, katalogları ve haritaları karıştırması. İnsanlarla konuşmak da en az kütüphaneye gitmek kadar önemli gerçek hikâyeyi duymak için. Yine de yazar uyarıyor: Araştırın ama hikâyenizi kuru gerçeklerle doldurmayın sakın.

İyi bir editör bulun:

En yakın arkadaşınız, eşiniz, anneniz ya da profesyonel bir editör. Her kim olursa olsun ilk okurunuz güvendiğiniz biri olmalı.

İdeal Okurunuz:

McCann’a göre kendinizsiniz.

Ve Okuyun:

Elinize ne geçerse.

Son satır:

Gogol’un dediği gibi, “Hiçbir şey artık aynı olmayacak,” dedirtmeli okura.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com