Kemençeyle arabesk, tulumla türkü

SEVİNÇ ÖZARSLAN 10 Eylül 2017 KÜLTÜR

Karadeniz müziğinde yeni denemeler devam ediyor. Genç ve yetenekli sanatçılardan Selçuk Balcı’nın ‘kemençe ile arabesk’ yorumu, İlkay Filiz’in ‘tulum ile Anadolu türküleri’ bir Karadenizli olarak beni çok heyecanlandırdı. Balcı’yı İstanbul’da en son Kuruçeşme’de dinlemiştim. İlk albümünün çıktığı zamanlardı. Çok heyecanlıydı. Onunla röportaj yapmış ve ‘Kemençeyi ağlatan sanatçı huzurlarınızda’ deyivermiştik. Evet resmen kemençeyi ağlatıyordu. Kısa bir süre önce Manheim’deki Türkü Kafe’de kendisini dinlemeye gittiğimde ise birdenbire, beni çocukluğuma götüren o şarkıyı söylemeye başladı. Tınılar çok tanıdıktı ama ilk başta çıkaramadım. Neydi, bu kimin parçasıydı derken aaa baktım ki Küçük Emrah’ın ‘Ayrılamam’ şarkısını söylüyor.

Kemençenin güzelliğini bilenler bilir de, bilmeyenler Temel fıkralarında bahsedildiği gibi ‘vir vir vir’ yapıp duran enstrüman zanneder. Oysa denemelere çok müsait bir enstrümandır kemençe. Sanatçı, o gece yeni albümünde bu parçaya yer vereceğini söylemişti. Dün akşam da sosyal medya hesabından şarkıya çektiği klibin küçük bir bölümünü paylaştı.

Ayrılamam, Selçuk Balcı’nın ilk göz ağrısı. Dokuz yıl önce yorumladığında daha albümlerinin hiçbiri ortada yoktu. Klip, şarkının kendisi gibi buram buram arabesk kokuyor. Atıyla tepelerden tepelere koşan, bir kadının portresi karşısında kemençe ile ağıt yakan adamın hikâyesi anlatılıyor. Küçük Emrah’ın yıkık kaşlı, gözü yaşlı ağlak hallerini bile geçmeyi başarmış Balcı.

Biz Karadenizliler için kemençe ve tulum çok değerlidir. Onların sesleriyle büyüdük, düğünlerde, köy meydanlarında hep onları dinledik. O seslerle aşık olduk. Coştuk, hüzünlendik. Evet hüzünlendik. Kemençeye de tuluma da en çok hüzünlü ezgiler yakışıyor. Filiz İlkay’ın yorumladığı Bir Of Çeksem Yıkılır, Geçti Dost Kervanı, Cevizin Yaprağı gibi türküler bunun en son örnekleri.

Türkiye’nin tulum çalan ilk kadın sanatçısı olarak tanınan Filiz İlkay ikinci albümü ‘Tulum ile Anadolu’da Artvin’den yola çıkıp Isparta, Erzincan, Elazığ, Afyon, Kayseri ve Kırklareli’ni dolaşıyor ve böylece tulumu sadece Karadeniz şarkıları, türküleri çalınan enstrüman olmaktan çıkarıyor.Telgrafın Telleri, Kağızman’a Ismarladım Nargele, Bu Tepe Pullu Tepe, Dere Geliyor Dere gibi türküler de albümün neşesi olmuş. Artvin türküsü Çift Jandarma’nın tulum ile çok yorumu vardır fakat Filiz İlkay’ınkinin arşivlik değeri oldukça yüksek.

Rize Pazar doğumlu olan İlkay, 2008’de tulum çalmaya başladığında her zaman olduğu gibi ‘bir kadın tulum çalamaz, tulum çalmak kadına yakışmaz’ eleştiriyle karşılaşmış, fakat bunların hiçbirine aldırmamış. İyi de etmiş, tulum eline gerçekten çok yakışıyor. Üniversitede iktisat okuyan sanatçı, İspanya’da gayda eğitimi veren bir okuldan aldığı diploma ile de kendini ‘diplomalı tulumcu’ diye ifade ediyor.

Selçuk Balcı ve İlkay Filiz’in çalışmaları beğenilir beğenilmez, sevilir sevilmez bilemiyorum fakat kalıpların dışına çıkmaya zorlanan Karadeniz müziği için böyle denemeler anlamlı.

Bir tulum akademisi neden olmasın… 

Aslında Filiz Akay gibi Karadeniz’den çok sanatçı çıkabilir. Bugüne kadar kemençe ve tulum akademisinin açılmamış olması talihsizliktir. Derleme çalışmaları ve tulumuyla Karadeniz müziğine katkıda bulunan Birol Topaloğlu, birkaç sene önce İstanbul’dan tası tarağı toplayıp Arhavi’ye yerleşti ve Ezmoce Köy Evi adıyla bir butik otel açtı. Topaloğlu burada hem sanatını icra ediyor, hem Karadeniz kültürünü yaşatmaya çalışıyor, hem de geçiniyor. Ben kendisinin yerinde olsaydım sadece otelde müşteri ağırlamak yerine bu akademilerin kurulmasına öncülük ederdim. Arhavi Çarmıklı Kültür Merkezi mekan olarak da buna gayet müsait.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com