Kötülük de küreselleşiyor

HARUN ODABAŞI 15 Ocak 2018 GÖRÜŞ

Sadece bilgi ya da ticaret değil kötülük de küreselleşiyor. Hayatı kolaylaştıran eşyalar kadar hayatı yok eden silahlar da gelişiyor. Evet, internette yemek pişirmek gibi istisnalar hariç her şeyi yapabilecek hale geldik. Alışverişte adeta sınır kalmadı. İhtiyacımız olan bütün ürünleri, on-line ortamında hem de fiyat karşılaştırmaları yaparak alabiliyoruz. Bu realite birçok şirketin yönetim şemasını dönüştürmeye devam ediyor. Özellikle medya sektöründe haberin kendisi hariç her şey değişiyor. Daha geçmişi birkaç yılla ifade edilen sosyal medya, sektörün ayrılmaz bir parçası haline geldi bile. Hatta sanal alem milliyeti ve devleti olmayan para birimleri üretti. Sanal para o kadar belirgin hale geldi ki, şimdi ülkeler meşruiyeti ve geleceği konusunda ne yapacaklarını tartışıyorlar. Geleneksel olandan beslenenler bu değişimlerden pek hoşlanmasalar, direnme emareleri gösterseler de basınç o kadar yüksek ki bu alanda ilerlemenin önünde durulamıyor.

Kötülüğün de bir ekonomisi var. Sadece terör ve silahtan bahsetmiyoruz. Kumar, fuhuş ve uyuşturucu insanın zaaflarına hitap ettiğinden yayılma istidadı diğerlerine göre daha fazla. Küresel bir boyutu olduğu için ülkeler mücadele etmek ve kontrol altına almakta zorlanıyor. Ayrıca bu illegal sektörler legal olanı da etkileyip ‘iyi’lerden destek alabiliyor. Örneğin uzakdoğu ülkelerinde çocuk fuhşu çok yaygın. Sadece bu sebeple gelişmiş ülkelerden turlar bile düzenleniyor. Özünde kötüden daha kötü olan bu faaliyet bu ülkelerin turizmine katkı, daha çok uçak bileti, devlete vergi, gıda sektörüne doping otellerin doluluk oranında canlanma demek. Çocuk fuhşunu ortadan kaldırmak isteyen bir siyasi iradeye diğer sektörlerden de sert muhalefet gelebilir. Uzağa gitmeye gerek yok. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önemli gelir kaynaklarından biri kumar turizmi. Özellikle İsrail’den çok müşteri geliyor. Bir dönem buradaki casinoların dışarıdan eğitim maksadıyla gelen gençliği kötü etkilediği gerekçesi ile kapatılması gündeme geldiğinde bakanlar seviyesinde karşı çıkanlar olmuştu.

Emek kısmında da tablo hiç iç açıcı değil. Emek de küreselleşti ama beyin göçü kısmı hariç emeğin ucuzlaması ile sonuçlandı. Üretim maliyetini düşürmek isteyen şirketler kölelik düzenini hatırlatan şartlarda çalıştırılan ucuz işçilerin olduğu yerlere akın ettiler. Rekabete direnemeyen Almanya gibi ülkeler bile taşeron şirketlerin önünü açtı.

Donald Trump, ABD Başkanı seçildikten kısa bir süre sonra Suudî Arabistan’a gitmiş ve bir ayine benzeyen dans eşliğinde toplamda 350 milyar dolarlık bir ticaret anlaşması yapmıştı. ABD silah teknolojisinde en yakın rakibinin bile birkaç gömlek üstünde. Ama bu silahların daha çok satılması daha çok kan dökülmesi ve bozgunculuk ile mümkün.

Trump, Amerika’nın refah içerisinde olan kesiminin korkularına hitap ediyor. Bunu yaparken herkesesin anlayabileceği perdesiz bir üslupla adeta ‘üstün ırk’ tezini savunuyor. Taraftarlarına söylediği ve medyaya yansıyan ‘niye bu bok çukurundaki ülkelerden insan alıyoruz’ sözü diğer tavırlarıyla da birleşince böyle okunabilir. Yani son yıllarda her haber dinleyişimizde artan tonda hissetmeye başladığımız kötülük çok ciddi mevzi kazanıyor. İnsanlığın ortalama 20-30 senede bir çılgınlık yaptığını varsayarsak durum daha bir vahim.

Peki ne yapılabilir? Bilimsel olarak küreselleşmenin zararları net bir şekilde ortaya konsada bu muhalefet elle tutulur bir kurumsallaşma gerçekleştiremedi. Küresel ısınma gibi insanlığın geleceğini ilgilendiren bir konuda bile ortak karar almakta zorlanırken, Trump ve Putin gibi otoriter eğilimli liderler varken insan iyimser olamıyor. Avrupa Birliği ise sorunların bir kısmı ile yüzleşmek zorunda kalsa da kendi bölgesindeki refahı sürdürmek öncelikli bir tutum içinde. Sermayenin dediği oluyor diye mücadeleyi bırakmak da doğru olmaz. Davos ve G20 toplantılarından anlaşılıyor ki küreselleşme karşıtlarının sayısı her geçen yıl biraz daha artıyor. Ama sokaklarda ortaya koydukları renkli protesto görüntülerinin dışında çok parçalı bir yapıları var. Düşman ortak olunca kendi aralarındaki farklılıklar görünmüyor ama şimdilik alternatif bir gelecek sunma noktasında tepkiden teoriye ve örgütleşmeye geçmekte pek bir başarısızlar.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com