Gerçek İslam bu mu, değil mi, ayrı bir tartışma konusu. Fakat bazı müslümanların gerçek gündemi -maalesef- bu!
Cihat, kefen giymek, kadın dövmek, recm, küçük çocuklarla –hatta anneyle, evlatla- evlilik… Pıtrak gibi biten uydu kanallarının ve Youtube programlarının en manidar tartışma konuları bunlar.
Ebu Zerka kod adıyla (Bu tele-vaizilerin ekserisi Ebu…) kendine internetten bir mecra bulan meczup 9 yaşındaki, hatta 1 yaşındaki çocuklarla evliliğin mümkün olduğunu ‘delillerle’ anlatıyor. “Hem ne var ki, Allah onay versin annemle ve kendi kızımla bile evlenirim” diyor yüzünde uğursuz bir gülümsemeyle: Bir kişinin annesi veya kızıyla evlenmesinin bilimsel olarak bir sakıncası olmadığını ancak dinin buna izin vermediği için evlenmenin caiz olmadığını söylüyor ve dinin cevaz vermesi halinde bunun da sakıncası olmadığını dile getiriyor.
Bilimselse at sepete…
İlginçtir, hitap ettiği kitleden ne bir kişi itiraz ediyor, ne soru soruyor, ne de homurdanıp ortamı terkediyor.
Sosyal medyada infial uyandırsa da İslamcı mahalleden pek itiraz gelmeyen tartışmada Ebu Zerka nam şahıs küçük yaştaki kızlarla evlilik konusunda Müslüman din adamlarının yaptıkları çekingen savunmaları da “ezikliklerine” bağlıyor. Ne var bunda diyor, aklınca…
Kendisinin 9 yaşındaki çocuğunun evliliğine izin vermeyeceğini, ikinci eş olarak evlenmesini de istemeyeceğini söyleyen Ebu Zerka “Ama” bağlacıyla, “Bu, dinen caiz olmadığı anlamına gelmez” diyor. Üstelik çekincesi kızının yaşının küçük olması, pedogojik olarak mümkün olmaması falan değil, “müsasip kısmet” çıkmaması. Yoksa, Hz. Ebu Bekir veya dengi biri çıkıp gelse, lafı mı olur!
Sonra bir başka meczup çıkıyor kadın dövme tekniklerini anlatıyor. Başına vurulmaz, göğüs kısmına vurulmaz, beline vurulmaz, derken tele-vaiz Nurettin Şirin’in pis sırıtışına cemaat edepsiz gülücüklerle eşlik ediyor. Kadının vurulacağı belden aşağısını tarif etmiyor ama çevrenizdeki emniyet müdürlüklerine, polis abilerinize sorun, diyor. Eee, imam hatipli, alnı secdeli polislerle boşuna mı kadrolar şişirildi. Sokakta vatandaş tartaklayan, karakolda işkence tezgahları kuran güvenlikçiler artık ileri dövme teknikleri konusunda fetva hattı hizmeti de verecek.
Hem Allah da erkekler deşarj olsun diye dövdürüyormuş, kadınlar buna şükretmeliymiş. Yoksa kuma gelirmiş.
Burada Allah adına, peygamber adına, din adına konuşuyormuş…
Allah vur dediyse vardır bir hikmeti diye eklemeyi de ihmal etiyor tele-vaiz.
Artık yüzünü açtıkları Kur’an-ı Kerim bu tiplerin gözünde yerine göre bir dövüş teknikleri kitabı, yerine göre işkence kılavuzu, yerine göre muhayyileyi zorlayan ayıplı cürümlerin anlatıldğı fasiküller… Sanki rahmet ve kılavuz olarak gönderilmemiş, -haşa- psikopatların ve sapkınların el kitabı olmuş.
İşte bunlar hep çürüme…
Eğer son on yılda küçük çocukları istismar oranları yüzde 700’leri bulduysa, kadınlar sadece hanelerde, dört duvar arasında değil sokakta, otobüste, minibüste dövülüyorsa, ensest vakaları alıp başını gitmişse toplumun kılcal damarlarına kadar yayılan bu tür onaylayıcı ve yol gösterici söylemlerin rolü büyük.
Özellikle son birkaç yılda kamuoyuna yansıyan Ensar Vakfı rezaletleri, Kur’an Kursu pespayelikleri yapanın yanına kaldı. İlgili ilgisiz her konuda bir demeci ve nutku olan politikacılar sessiz kalmakla yetinmediler, ilgili kurumları desteklediler de. Ne istedilerse verdiler…
Sonuç ortada…
