Malî kıyametten önceki son durak

SÜHAN MERİÇ 07 Şubat 2017 GÖRÜŞ

Türkiye’nin niye Varlık Fonu kurduğunu bilen beri gelsin. Petrolümüz, doğalgazımız yok ki bunların ihracatından kazandığımız milyarlarca doları bir fonda toplayalım. Cari fazla vermiyoruz. Aksine senelik açık 40 milyar dolar. Kamu emeklilik sistemi (SGK) maaşları, sigortalıların tedavi masraflarını ve ilaç paralarını merkezi yönetim bütçesinden 85 milyar lira takviye ile karşılayabiliyor.

Norveç ve ABD gibi devasa emeklilik fonları olan ekonomilerden ilham alacaksak Varlık Fonu’na gelene dek kırk tane başarılı ekonomik model var. En önemlisi bütün yatırımcılara o pazarlarda, Türkiye’de artık bir hükmü kalmamış hukuki güvenlik ve mülkiyet hakkı tanınıyor.

KANUN 15 TEMMUZ’DAN SONRA ÇIKARILDI

15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsünün hemen ardından çıkarılan (16 Ağustos 2016) bir kanun olduğunu milyarlarca liralık KİT ve Hazine arazisinin gece yarısı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredildiğinde fark edilebildi. Herkes o karanlık gecenin şokunu üzerinden atmaya çalıştığı günlerde hükûmet bugünün taşlarını döşemekle meşgulmüş.

Artık Hazine payı olan ne kadar işe yarar Kamu İktisadî Teşekkülü (KİT) varsa TVF’ye devredilecek. İki günlük bilanço şöyle: Halkbank, Ziraat Bankası, Türk Hava Yolları, Türk Telekom, Posta ve Telgraf AŞ (PTT), Çaykur, Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Boru Hatları İle Taşımacılık AŞ (BOTAŞ). Ege, Akdeniz ve Marmara’da 2,2 milyon metrekare arazi de fona geçti. Araziler üzerindeki tahsisler iptal edildi. Liste saat başı kabarıyor, kabaracak.

PARALEL HAZİNE KURULDU

Esasında Hazine’ye paralel bir hazine kuruluyor. Hazine harici fonları kurarak kaynak toplandığı 1980’li senelere rücu ettik. O dönemde kurulmuş Fak Fuk Fon, Toplu Konut Fonu gibi nice fon kısa sürede battı. Hazine bunların zararlarını karşılamak mecburiyetinde kaldı. 1994 ve 2001 krizlerinin temelinde yatan saiklerden biri de Hazine dışı fonların yol açtığı zararlardır. O günkü fonların kuruluş kanunları çok sağlam olduğu halde iflasların önü alınamadı. O fonların hiçbiri TVF örneğinde olduğu gibi Sayıştay ve TBMM denetiminden muaf tutulmamıştı.

KHK marifeti ile ekonomiyi temellerinden sarsacak icraata imza atanların tek motivasyonu var. O da büyük projelerin altında kalan malum firmalara kredi temin etmek. THY ve Türk Telekom gibi şirketleri teminat gösterip yurt dışından yüksek faizle kredi bulacaklar. Başka çare kalmadı. Nitekim Fitch de kredi notumuzu çöpe atınca dışarıdan kredi bulmak deveye hendek atlatmaktan zor hale geldi.

BORÇLAR ÖDENMEZSE YABANCILAR THY VE TÜRK TELEKOM’A EL KOYABİLİR

İyi etüt edilmemiş ve finansman garantisinden yolcu garantisine kadar kıyak üstüne kıyak yapılan projelerde saplanıp kalan firmaları kurtaralım derken Türkiye’nin elinde avucunda kalan son varlıkları bozuk para gibi harcanabilir. Alınan krediler ödenmediğinde alacaklılar THY, Halkbank ve PTT, Türk Telekom,  hatta Borsa İstanbul’a el konulur. Ekonomi, Osmanlı’yı batıran Duyun-ı Umumîye’den tam bir asır sonra aynı çukura düşme tehlikesi ile karşı karşıya gelebilir.

Osmanlı’dan günümüze kadar devam ede gelen gelenek ve esasları olan Hazine’nin elinden alınan şirketlerin Saray’a yakınlığı ile bilinen isimler tarafından iyi yönetileceğine kimse inanmaz. Yiğit Bulut’un on parmağında yüz marifet olduğuna inanmak isteyenlerin önünde Bulut’un fiyasko ile neticelenen dolar tahminleri kocaman bir dağ gibi duruyor. Ötesini ne biz söyleyelim ne siz merak edin.

Kredi Garanti Fonu ve Türkiye Varlık Fonu’na sıfırdan para bulamayınca kestirme yoldan kümesteki kazları yolmaya kalkmak hiç adil değil. Hani fon, atıl kaynakları ekonomiye kazandıracaktı. Osmanlı’dan kalan bakiyenin de katkısı ile Cumhuriyet’ih bir asra yakın bir sürede inkişaf ettirebildiği KİT’lerini ‘dışı seni içi beni yakar’ dedirten Varlık Fonu’nda öğütmekten başka bir netice vermez bu adım.

VERGİ YOK, DENETİM YOK. BUNUN NERESİ ADİL REKABET

Vergiden muaf, Kamu İhale Kanunu’ndan muaf, Sermaye Piyasaları Kanunu’ndan muaf; dilediğini yapan, dilediğini alıp satan bu fon piyasanın dengesini de bozacak. Firmalar TVF yüzünden haksız rekabete maruz kalacak. Fona başka şirketlerin, özel bankaların bile devredileceği konuşuluyor ki bunlar da gerçekleşirse mali kıyamet koptu demektir.

AKP, Varlık Fonu’nu alelacele hazır şirketlerle doldurarak rezidans ve AVM inşaatındaki hünerini sanayide gösterememiş olduğunu ikrar etmiş oldu. Para lazım, amma velakin ekonomik kriz günden güne derinleşiyor. Seçmenin haleti ruhiyesi referandum hesaplarını alt üst edecek noktaya geldi.

TVF’ye atanan isimler ve devredilen şirketleri görünce nedense Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye aile şirketi gibi yönetilmeli’ minvalindeki sözünü hatırladım.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram