Çukurova Üniversitesi’nde bir akademisyen, darbe girişiminden sonra kendi fakültesinden iki akademisyen hakkında savcılığa dilekçe vererek cemaatçi’ ve PKK üyesi olduklarını iddia etti.
Cumhuriyet gazetesinden Kemal Göktaş’ın haberine göre, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Serdar Korucu ilk olarak 2015 yılında ‘kendisinin yerine atanmak isteyen’ Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan hakkında Alevi kimliğine vurgu yaparak Alevi örgütlerinde yer aldığı imasıyla savcılığa dilekçe verdi. Savcılığın ihbar dilekçesini gönderdiği YÖK Yüksek Disiplin Kurulu, bu iddianın disiplin ve ceza soruşturması açılmasını gerektirmediği sonucuna vardı.
Korucu, darbe girişiminden sonra da ‘muhbirliğe’ devam ederek Ağustos 2016’da savcılığa verdiği dilekçede Hukuk Fakültesi Yönetim Kurulu üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun’un kendisinin yerine Hakan Mertcan’ı atamak istediğini ileri sürerek eski Today’s Zaman yazarı olan Kurşun’un ‘Gülenci’ olduğunu ileri sürdü.
Bununla da geri durmayan Korucu, akademisyen Mertcan’ın daha önce yargılandığını, barış bildirisine imza attığını ve ‘PKK’nin amaçları doğrultusunda hareket ettiğini’ öne sürdü.
Savcılık soruşturma sonunda Kurşun hakkında ‘FETÖ’ üyesi olduğu gerekçesiyle dava açarken Mertcan hakkında takipsizlik kararı verdi.
Kurşun, yaptığı savunmada sadece Today’s Zaman değil Radikal, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, TRT gibi kuruluşlarda görüş ve röportajlarının yayımlandığını, soruşturmaya sadece Today’s Zaman gazetesinde yayımlanan yazılarının konu edildiğini söyledi.
Kurşun, ‘yazılarında bilimsel araştırma alanları olan ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku ve insan hakları konularını işlediğini’ belirterek AİHM, AYM ve Yargıtay’ın ifade özgürlüğüyle ilgili kararları doğrultusunda görüşlerini açıkladığını söyledi.
Savcılık Kurşun’un ‘Gülen cemaatine karşı başlatılan soruşturmaları hukuk dışı olarak nitelemesinin ‘kamuoyunda algı oluşturma yönündeki örgüt politikalarını hayata geçirmek’ anlamına geldiğini öne sürdü.
