Nedim Şener ihbar hattı!

CEM MORA 12 Mayıs 2017 GÖRÜŞ

Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in bir trafik kazası sonucu ölmesini bütün televizyon ve gazeteler ‘son dakika’ haberi olarak geçti. Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinin başlığındaki son kelime dikkat çekiciydi. Sitenin editörleri ilk Gülen cemaati iddianamesini hazırlayan savcının bir trafik kazası sonucu ölümünü, “Başsavcı Alper’i kamyon biçti” şeklinde vermişti.
Birçok insan bu başlıktaki kastı aşan ifadeyi eleştirdi ama orantısız vuruş Nedim Şener’den geldi. O bir yurttaş veya gazeteci olarak haberi ve veriliş tarzını eleştirmeyi değil, başka bir yolu tercih etmişti: ‘Büyükler’e ispiyon!
“Sevgili Orhan Erinç büyüğümüz, şu başlığı atan hayvanı Cumhuriyet çatısı altında tutmayın” sözü, Erinç’e hitaben yazılsa da asıl mesaj daha ‘büyükler’eydi. Olağanüstü hal döneminde yazdığı tweet’in böyle bir anlam taşıdığının da en çok Şener farkındaydı.
Nedim Şener’in yaptığı karakter suikasti için namlusundan çıkan kurşun hiç kimseye adres sormadan hedefini buldu. ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ motivasyonundaki OHAL hükümeti devreye girdi. Polis ertesi günün sabahında cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’in kapısındaydı. Hakkında gözaltı kararı vardı. Kusursuz çark işliyordu…
Nedim Şener gazeteci arkadaşlarını ihbar etmiş, savcılık işgüzarlık yapmış, polis sabahın köründe kapıda bitivermişti.
Gözaltı haberini, Güven, henüz sosyal medya hesabı aktifken duyurdu. Sabah saat 07.00 sıralarında sosyal medya hesabı üzerinden iki kelimelik “Gözaltına alınıyorum” bilgisini paylaştı.
Geçmişte AKP’nin yaptığı operasyonlar kapsamında gazeteci Ahmet Şık’la beraber tutuklanan ve kendisinin özgürlüğü için kampanyalar yürüten bir gazeteciyi, o Nedim Şener gözaltına aldırmıştı. Bu da yetmemiş, özür dileyecek yerde Cumhuriyet gazetesi çalışanlarını hakaret içeren ifadelerle hedef göstermişti.
Günaydın gazetesinde başladığı gazetecilik kariyerine Kanal D İstihbarat şefliği, CNNTürk Manşet ve Ajans programları editörü, Kanal 6 ve Star Tv’de yayın koordinatörü görevleriini sığdıran, Radikal ve Yeni Yüzyıl gazetelerinin kuruluşundan itibaren yazıişleri kadrosunda yer alan başarılı bir gazeteci, adi bir ispiyoncunun hedef göstermesiyle ‘içeri’ alınmıştı.
Bütün mesleki başarısı Hanefi Avcı ‘büyüğü’nün koltuğuna sıkıştırdığı dosyaları redakte etmekten ibaret olan Türkiye basınının en büyük balonuydu Nedim Şener. Bir bulvar gazetesinde köşe yazmadan önceki son görevi ise Hrant dink suikastinde ihmali olan ‘asker büyükleri’ni kamufle etmekti. Fakat uğruna sokaklara, meydanlara çıkan ve haklı olarak ‘Gazetecilik Suç Değildir’ diyen demokrat solcular tıpkı anlaşılan Mustafa Balbay gibi Şener’in gazeteciliği aşan misyonlarını yeni idrak ediyor.
Dünün mağduru Balbay kendi gazetesini bizzat Saray’a giderek şikayet etmiş, 13 arkadaşının hapiste, genel yayın yönetmeninin sürgünde olduğu kapıyı açmıştı. Şener ise içerideki Cumhuriyetçilerin sayısını kafi görmese gerek, yeni ispiyonlarla yeni mağdurlar yaratmıştı.
Bundan pişman mı?
Ne gezer…
Bütün bu olanlar karşısında nedamet getirmek şöyle dursun, olanca saldırganlığı ile tehditlerine ve şantajlarına devam ediyor.
Mesela, bazı meslektaşları için dünyada bir cehennem kurmak istiyor. Onlara cehennemi bu dünyada yaşatmak istiyor. ‘Büyükleri’nin himmetiyle kendi cennetinin konforu bozulmasın diye bütün gazeteciliği ateşe atmaya kararlı.
Doğup büyüdüğü ülkesinde gazetecilik yapmadığı ve hayatı tehlikede olduğu için sürgünde yaşayan Hayko Bağdat’a ‘Neden korumayla geziyorsun, sen de Hrant Dink gibi yap’ diyor mesela. Sanki Hrant’a ‘büyükleri’nin ne yaptığını bilmiyormuş gibi.
Şu diyalogdaki hadsizliğe bakar mısınız. “Nedim Şener biraz dinlenmeli bence. Çok yorulmuş…” sözünden nerelere yürüyor Şener!
-Daha yeni başlıyoruz, yorgunluk nedir. Son nefese kadar gazetecilik
-Yine de tatil kötü fikir değil. İnsanız hepimiz. Bazen durup dinlemek lazım oluyor.
Daha fazla, herkesin öyle bir imkanı olmuyor, yorucu olsa ülkemde gazetecilik bana iyi geliyor
-Şanslısın demek. Çocukları, sülalesiyle ölüm tehditi altında olmamak iyi bir şey. Katilleri durdur da evime geleyim.
-Sen korumayla gezerken ben o tehditlere gülüp geçiyordum Türkiye’de
-“Keşke koruma alsaydı” diye kitap yazmakla koruma alanla taşak geçmek arası kafa karışıklığı. Bundan sonraki sohbet üzer. Yazışmayalım.
-Bu konuda dalga geçmem. Konu Uğur Mumcu ya da tehditlere rağmen toprağını ölüm pahasına terk etmeyen Dink gibi olmakla ilgili
Hayko Bağdat attığı ilk twitle seçeneği sunmuş ve sormuştu: Ya halkından yana oluyorsun ya da medya maymunu. Bu işin hiç şakası yok…
Oysa maymundan çok bir tür maymuncuktu Şener’inki. Kendinden farklı düşünen, bazı şeylere ‘evet’ demeyen mahalle arkadaşlarına karakol ve cezaevi kapılarını açan bir maymuncuk. ‘Büyük’lü, ‘Küçük’lü yeni bir görevleri vardı ve onlara yan bakan yanmıştı. Cehennem kurulmuştu bir kere…


O meşhur tweet’i kim yazdıysa, aslında herşeyi özetlemişti. Fazlası söz israfı gibi: Nedim Şener’in tek özelliği Ahmet Şık gibi bir değer ile aynı karede yer alması! Gerisi hikaye…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com