Rubin: Türkiye’nin Erdoğan sonrası geleceği şu anda cezaevinde

KRONOS 13 Temmuz 2017 GÜNDEM

Eski Pentagon yetkilisi, Neo-Con yazar Michael Rubin, 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yıldönümü öncesinde, ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’ın mevcut duruma yaklaşımını eleştiren bir yazı kaleme aldı. Commentary Magazin’de yayımlanan yazısında Rubin, John Bass’ın darbe girişiminin ardından Türkiye’deki tasfiye ve sert önlemleri önemsizleştirdiğini dile getirdi.

Rubin, İstanbul Başkonsolosluğu’ndaki Bağımsızlık Günü resepsiyonunda ‘Türkiye’yi terörle mücadele konusunda ABD’yle aynı hataları yapmaması’ konusunda uyaran John Bass’ın, ‘Ankara’nın darbe sonrası sert önlemleri ile ABD’nin güvenlik-özgürlük dengesini sağlama çabalarını’ eşit tutmasının bir hata olduğunu yazdı.

Bass ilgili konuşmasında hükümetin bir yıl önceki korkunç olayların faillerinin adalet karşısına çıkarmaya yönelik süregelen çabalarını desteklediklerini belirterek şunları söylemişti:

“Son yıllarda kendi terörle mücadele deneyimimiz süresince, ABD’de acı dersler aldık. Öğrendiklerimizden biri de, adaleti aceleye getirmenin veya teröre çok genel bir tanım getirmenin temel özgürlüklerin aşınmasına ve hükümete duyulan güvenin sarsılmasına neden olabileceğiydi. Bunu zor yoldan öğrendik ve Türkiye’deki dostlarımızın bizim hatalarımızı tekrar etmekten kaçınmasını içtenlikle umuyoruz.”

TÜRKLERİN KARŞILAŞTIĞI DURUM İLE PARALELLİK KURULAMAZ

“Bass, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki güvenlik ve bireysel özgürlük arasındaki denge tartışmalarının Türkiye’deki darbe sonrası tasfiyeye eşdeğer olduğunu ima ediyor gibi görünüyor” ifadelerini kullanan Rubin, Ankara’nın tasfiyelerinin on binlerce kişinin hapse atılmasına, 100 binden fazlasının işini kaybetmesine ve hükümetin şirketlere yönelik, büyüklüğü 11 milyar doların üzerine çıkan el koyma harekatı başlatmasına yol açtığını, oysa ABD’de bireysel hakların korunmasını sağlamak için bağımsız bir yargı ve yasama kolu bulunduğunu savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olağanüstü hal uygulamasını süresiz olarak uzattığını yazan Rubin değerlendirmesinde, Türklerin karşılaştığı durum ile ABD’deki durum arasında bir paralellik kurmanın zor olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE’NİN ERDOĞAN SONRASI GELECEĞİ CEZAEVİNDE

“Bass elbette bunu biliyor” ifadelerini kullanan Rubin, yazısına şöyle devam etti:

“Bass’ın konuşması 55 binden fazla Türk’ün kanıtsız ve kanuni prosedürler uygulanmaksızın hapis cezası ile karşılaştığını göz ardı etti ve onları Guantanamo Körfezi tutukluları, uçuşa yasaklılar listesinde yer alanlar ya da kötü tasarlanmış Dış İstihbarat Gözetleme Mahkemesi kararları üzerinden, ABD yönetimini kendilerini yasadışı şekilde izlemekle suçlayanlar ile eşit tuttu.

Türkiye’de gerçek bir trajedi var. Demokratik bir Türkiye’nin sesleri ve açıkçası Erdoğan sonrası geleceği şu anda cezaevinde. ABD Büyükelçisi, hem Erdoğan’ın yetkisini kötüye kullanmasını minimize ediyor hem de ABD’nin El Kaide ve diğer terörist gruplar nedeniyle karşılaştığı gerçek güvenlik tehditlerini önemsizleştiriyor. Belki de Bass için eve dönme vakti geldi”

Rubin, Eylül 2016’da kaleme aldığı bir yazısında olduğu gibi 15 Temmuz’u bir kez daha, Hitler’in mutlak iktidarına giden yolda önemli dönüm noktalarından biri olarak görülen 1933 Reichstag yangınına benzetti.

Rubin kısa bir süre önce, “Washington’un Türkiye’yle nasıl iyi dost olacağını değil, Türkiye’nin çöküşünü nasıl yöneteceğini düşünmesi gerektiğini” söyleyerek “Erdoğan’ın sürüklediği uçurumdan Türkiye tek parça kurtulamayabilir. Ülke karmaşa içinde sürüklenmeye bir kurşun uzaklığında olabilir” diye yazmıştı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com