ABD’nin Colorado eyaletindeki bir lise sınıfı çağımızın küresel sorunu olan mülteciliğin bir mikrokozmozu gibi. Sınıfta, kimisi anne babasını kaybetmiş, hiçbiri İngilizce bilmeyen, Amerika’ya sığınmış 22 genç bulunuyor.
Helen Thorpe’un “The Newcomers: Finding Refuge, Friendship and Hope in an American Classroom” (Yeni Gelenler: Amerikan Sınıfında Sığınak, Dostluk ve Umudu Bulmak) adlı yeni çıkan kitabı bu deneyimin içindeki zorlukları ve büyük potansiyelleri örnekliyor. Amerikan toplumunun şu sıralar en önemli sorunlarından olan ‘ötekini anlamak’ kitabın yapmaya çalıştığı. Thorpe’un bu alan çalışması, medyada istatistikten ibaret mültecilerin hikayelerini gündeme getirmesi açısından çok önemli.
YENİ BİR HAYAT KURMAK: EN CESUR EYLEM
Öğrenciler daha çok Irak, Burma ve Kongo’dan gelmiş. Bir yıl boyunca onlara İngilizce öğretmekle görevli olan Bay Williams’ın sabırlı eğitim anlayışı ortalama 250 bin kelimelik bir dilin içinde yollarını bulmalarını sağlamış. Öte yandan 22 gençle yaşadıkları deneyim Bay Wilson’a ve kitabın yazarı Thorpe’a yeni bir ülkede yeni bir hayat kurmaya çalışmanın insanın en cesur eylemlerinden biri olduğunu öğretmiş.
Örneğin Solomon ve Methusella kardeşler Kongo’dan gelmişler. Her gün okula büyük bir heyecanla gittiklerini ve yılın sonunda önemli bir mesafe kaydettiklerini okuyoruz. Mülteci çocukların özenli tavırları da dikkatini çekmiş yazarın. Diğer yandan Irak’tan gelen Jakleen ve Mariam kardeşler gibi üzerinden henüz savaşın travmasını atamayanlar da var. Evde kötü muameleye uğrayan, Burma’dan gelen Christina bir Amerikalı aile tarafından evlat edinilmiş. Onun hikayesi mültecilerin yaşadığı travmanın boyutlarını gözler önüne seriyor.
‘MÜLTECİLER BİZİM İÇİN ARMAĞAN’
Helen Thrope’un deneyimi ona mülteciler hakkında yapılan bütün haberlere rağmen halen yaşanmakta olan krizin boyutlarının tam olarak anlaşılmadığını göstermiş. Thrope, “Mülteciler bizim için bir yük değil, bize verilen birer armağan” diyor.
Sadece ABD özelinde değil mültecileri kabul eden pek çok ülkede ve elbette Türkiye’de de benzer zorluklar ve deneyimler yaşanıyor. O nedenle dünya çapında ötekine el uzatmak isteyen herkesin ama özellikle gazetecilerin ve eğitimcilerin bu kitaptan yararlanması gerekiyor.
