Sisler dağılınca nasıl bir Trump çıkacak?

EMİR KORKMAZ 23 Ocak 2017 DÜNYA

Hitler, Mussolini ve Stalin gibi 20. yüzyıla damga vurmuş otoriter ve zorba isimler hakkında yüzlerce araştırma yapıldı. Kimlikleri, kişilikleri, kararlarını nasıl aldıkları, insanları nasıl etkiledikleri… Bununla birlikte karşılarındaki halkın, ‘liderlerinin’ görüşlerini nasıl kendi görüşleriymiş gibi kabul ediverdiklerine dair yayımlanmış da çalışmalar gerçekleştirildi.

OTORİTER LİDERLER TOPLUMU KENDİSİ İÇİN HAZIRLIYORLAR

Bunlar incelendiğinde ortaya çıkan şudur: Otoriter yönetim sürecinin başlamasından sonra nelerin görülebileceği, konuşulacağı veya hatırlanacağı daha önceden belirlenmiş kurallara bağlanır. Otoriter liderler göreve başlamadan usta bir yönetici, tehdit, baskı, yıldırmadan yağcılığa kadar geniş bir yelpazeyi kullanarak milleti duygusal olarak gelecek kişiye hazırlar. O kişinin tek başına ülkeyi yönetmeden önce, hataları, yanlışları ve yasadışı işleri bir şekilde gerekçelendirilir. Bir takım milli çıkarlar nedeniyle aslında olmayacak şeylerin kabul edilmesi sağlanır. Bu kişi de çoğunlukla toplumu ‘kendisi’ için hazırlar.

Son dönemde dünyanın değişik yerlerinde yükselen kudretli liderlerin kısa geçmişleri incelendiğinde tümünde benzer bir yolun izlendiği rahatlıkla görülebilir. Aşırı sağın yükseldiği Avrupa ülkelerinde toplumun bazı hassasiyetlerini kullanan faşizmin kıyısında gezen isimler benzer hareketleri tekrarlıyor ama ülkelerin geçmiş tecrübeleri bu isimleri kısıtlıyor. Rusya’da yaşananlar ise konunun en canlı örneği. Ortadoğu’dan da çok sayıda isim kolaylıkla aynı çerçevede sayılabilir.

TRUMP OTORİTERLİĞİN CANLI EKRANI MI OLACAK?

Amerikan enteljansıyası şu günlerde, özgürlüğün dünyadaki zirvesi kabul edilen ülkelerinde benzer bir sürecin başlayıp başlamadığını sorguluyor. Birçok önemli isim, Donald Trump’ın başkanlık sürecini, geçmiş otoriter liderlerin neler yaptığını görmek için canlı bir ekran olmasından endişe ediyor.

Aslında Haziran 2015’te adaylığını açıkladığı günden yemin ettiği Ocak 2017’ye kadar Trump’ın nasıl bir başkan olacağına dair çok az veri var elimizde. Bir bilinmezlikler dizisiyle karşı karşıyayız. Ancak bugüne kadar Trump’ın Amerikan demokrasi ahlakı ve geleneklerini harcama konusunda iki paralel yol üzerinde ustaca manevralar yaptığını söylemek yanlış olmaz.

Biricisi, öncelikle her türlü çılgınlığı yapan ama hoş görülebilen bir figürü ustaca meydana getirdi. Böylece yaptıklarını hiç sorgulamadan arkasına takılacak ve dediklerini yapacak büyük bir kalabalık oluşturdu.

İkinci olarak milyonlarca Amerikalı’yı tehditler karşısında duyarsızlaştırdı. Böylece bağnazlıklar karşısında seslerini yükseltmelerinin önünü aldı. Aynı zamanda muhtemel bir şiddetin de hoşgörülebilir olduğı fikrini yaydı.

‘5. CADDEDE BİRİNİ VURSAM OY KAYBETMEM’ DEMİŞTİ

Trump bir yıl kadar önce yaptığı bir seçim konuşmasında, ‘’Beşinci Cadde’nin başında dursam ve bir bir kişiyi vursam, bir oy bile kaybetmem’’ demişti. Milyarder işadamı bu ifadeyle, Amerika’nın geleceğinde şiddetin normalleşeceğini ‘belagatli’ bir şekilde beyan etmişti. Bu sözlerin arkasında en temel Amerikan değerlerinden ‘hatırlama’nın da tarihe karışacağı kehaneti de yer alıyordu.

Kampanyası sırasında İslam ve Müslümanlar hakkında ağır ithamlarda bulunan Trump’ın bir konuşmasına katılan başörtülü bir kadın zorla salondan atılmış ve kimseden tepki gelmemişti. Bu hareket adeta ‘normal’ görülmüştü. Uzun yıllar boyunca Amerikan toplumu, kendinden farklı olanı olduğu gibi kabul etmesiyle nam salmıştı. Ama Trump’ın çevresinde, Amerikayı Amerika yapan bu değerler birer birer ortadan kayboluyordu.

Oportünizm, pragmatizm veya korku nedeniyle birçokları eskiden bazı şeylerin ‘kabul edilemez’ olduğunu düşündüğünü bile unutmuştu.

TARAFTARLARINI KİN VE NEFRETLE DOLDURDU

Trump’ın insanları sürekli aşağılayan cazibesi ve tehdit kültürü toplumda bir karşılık buldu. En başından beri taraftarlarıyla kişisel bir ilişki kurdu. Onu destekleyenler partisine ve prensiplerine değil kendisine vuruldular. Her mitinginde eski diktatörlerin taraftarlarına bağlılık yemini ettirmesini hatırlatan sözler verdirdi. Kalabalıkları coşturan bu hareketlerle kendisine olan sadakati daha da artırdı. Taraftarlarını kendileri gibi düşünmeyenlere karşı kin ve nefretle doldurdu.

Trump’ın bir külte dönüşmesinde Twitter’in yadsınamaz bir yeri olduğunu da söylemeden geçmemek gerekir. Tartışmalı konularda, sıradışı ifadelerle yazdığı mesajlar medyayı günlerce meşgul etti. Medya, Trump’ın sıradışı ve saldırgan tutumuna odaklanırken asıl politik tartışmalar gündemden çıktı gitti.

Kendi gündemini kendisinin oluşturmasıyla otoriter bir ismin hayal bile edemeyeceği bir ortama kavuştu: ‘Sen sarayında otururken her yerde ol, herkes seni konuşsun, gündemi sen oluştur.’ Dünyanın en büyük şirketlerinden Ford’un bir fabrikasını yüksek maliyetler nedeniyle Meksika’ya taşıması planı, Trump’ın iki tweetiyle iptal ediliverdi. Tamamen ticari gerekçelerle yapılacak 1,6 milyar dolarlık yatırım o anda durduruldu. Bu vaka, Trump’ın oluşturduğu ortamı anlamak için bulunmaz bir örnek.

MEDYANIN KREDİBİLETESİNİ BİLEREK SARSTI

Bir başka kritik duruşu da medyaya karşı sergiledi. ABD’de her zaman dördüncü güç olarak görülen medyanın kredilibilitesini asılsız ithamlarla sarstı. Hakkında çıkan iddialar karşısında adaylığının ilk gününden beri medyayı suçladı. Sürekli yalan yazdıklarını, haberlerinin hayal mahsülü olduğunu iddia etti. Artık öyle bir noktaya geldi ki, halk Trump’ın kendi söylediklerinin yer aldığı haberlerin bile doğruluğunu tartışır hale geldi.

Trump, partisinden başkan adaylığının açıklandığı kongrede adının okunmasından sonra bir rock yıldızı andırır şekilde yapay sislerin arasından çıkıp gelmişti. Başkanlık yemini etmesinden sonra nasıl bir politika izleyeceği henüz netlik kazanmadı ama podyumdaki sislerin dağılmasından sonra ortaya çıkacak manzara, çok beklenmedik bir görüntü olabilir.

Tarihinde otoriter bir yönetim tecrübesi bulunmayan ABD, Trump ile yaşamadığı bir tecrübeyi yaşarsa bu durum sadece ABD için değil tüm dünya için felaket olur.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com