Ülkemizde de çok sevilen Amerikalı yazar Paul Auster’la yapılmış uzun söyleşilerden oluşan A Life in Words (Sözcüklerde Bir Yaşam) yazarın eserlerine yeni bir bakış açısı sunuyor.
I.B. Siegumfeldt’in yaptığı söyleşiler yazarın 21 kitabı üzerine, her bölümde farklı bir eser üzerine yapılan sohbetten oluşuyor. Kitap yazarın hem otobiyografik eserlerini hem de romanlarını içeriyor.
Söyleşiler her esere ayrıca odaklansa da bir bütün olarak Auster külliyatında tekrarlanan bazı temel imge ve konuları da genel bir çerçevede tartışıyor. Bu özelliğiyle kitap araştırmacılar için de oldukça önemli bir kaynak.
Nasıl okumalı?
Kitapta Paul Auster’ın eserleri ve yaşamı hakkında daha önce dile getirmediği anekdotlar ve bilgiler de var.
Danimarkalı Professör Siegumfeldt ile Auster’ın söyleşileri 2011 yılında başlamış ve altı yıllık sürece yayılmış. Kitaba Auster’ın eşi yazar Siri Hustbedt’in de temaları belirleme konusunda müdahalesi olmuş.
Auster ve Siegumfeldt’in sohbetleri şu başlıklar etrafında toplanıyor: Dil ve beden, sözcük ve dünya, beyaz alanlar, belirsizlik, terk edilmiş nesneler, anlatı perspektifi, Amerika ve Yahudilik deneyimi.
Kitaptan daha çok verim almak için söyleşilerin yazarın romanlarıyla birlikte okunması tavsiye ediliyor. Kitaba getiren eleştirilerden biri, yazarın kitapları hakkındaki yorumlarının okurun hayal gücüne pek yer bırakmıyor olması. Bu da postmodern bir yazar olan Paul Auster’ın metinlerinin talep ettiği okur odaklı okumayı yönlendirebiliyor.
‘New York Üçlemesi iyi miydi bilmiyorum’
Paul Auster’ın kitapları hakkındaki yorumları şaşırtıcı eleştiriler de içeriyor. Örneğin yazar ünlü üçlemesinin dedektif romanı olarak değerlendirilmesini şaşırtıcı bulduğunu belirtiyor.
Şöyle diyor Auster: “New York Üçlemesi” iyi miydi emin değilim. Bana daha çok işlenmemiş geliyor. Sanırım artık daha iyi bir yazar oldum. Bunlar yaşamımda belirli bir dönemin kapanmasına denk gelen genç metinlerdi.”
Paul Auster ile söyleşiler kitabı Seven Stories Press tarafından basıldı.
