HABER-İZLENİM, Mehmet Tekin
Almanya’nın Kuzey Ren Westfalya Eyaleti’nin işçi kenti Bochum’un sıradan sessizliği ve griliği bir günlük renkli bir mola verdi. Ruhr Congress Center çiçek bahçesi gibiydi. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen onlarca çocuk yerel kıyafetleriyle dillerince türküler, şarkılar söylediler ana programa kadar. Ne de olsa bu yıl 15’incisi yapılacak Uluslararası Dil ve Kültür Festivali (IFLC) için sayılı dakikalar vardı.
‘Güvenmek iyidir ama kontrol daha iyidir’ titizliğindeki Almanya güvenlik ekibi ve salon görevlileri 19’da başlayacak ana programından önce herkesi salon dışında tuttu. Davetli ve gazeteciler için kapılar açıldığında salonun sağında kitap reyonu, solunda ise Anadolu’nun farklı yörelerinin lezzetleri yerini almıştı. Festivale Alman komşuları ve arkadaşlarıyla gelen Türkiyeliler gurbette de olsa kendini ev sahibi gibi hissediyordu. Börekler, sarmalar, tatlılar derken giriş için anons yapıldı. Sahne ışıkları yandığında çocuklar hep bir ağızdan neşe ile ‘Yeni Bir Dünya’ şarkısını söylüyordu.
Türkiye’de olağanüstü halle olağan hale gelen hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri, ayrımcılık ve nefret suçlarıyla bunaltılan ‘Hizmet gönüllüleri’ önceki yıllara göre daha düşük ölçekli de olsa görevlerini hakkıyla yapmanın buruk sevincini yaşıyordu. Organizasyon ‘gurbetçiler’in omuzlarında olsa da coşkuya herkes dahildi. Sahnedeki 20 ülkeden 70 öğrenci, 3 bin 500 kişi için birkaç gün önce Stuttgart’ta yaşanan coşkuyu Orta Almanya’ya taşıyordu.
Dünyanın her yerinden gelen çocuklar ve gençler, önce yerel kültürlerine ait performanslar sergiledi. Sonra horonla, halayla, kafkas danslarıyla, türküyle ve elbette Türkçe ‘zor zamanlar’ın yaşandığı Türkiye’ye selam gönderdi.
Her ne kadar Uluslararası Dil ve Kültür Festivali ‘Yeni Bir Dünya’ şarkısıyla biliniyor ve hatırlanıyorsa da organizasyonun ruhu finalde saklı. Çünkü, bütün program bittiğinde sevgi yumağı gibi birbirine sarılan, gözyaşlarıyla yeni tanıştıkları arkadaşlarının omuzlarını ıslatan çocukların duygu seli ‘Bu festival neden yapılıyor’ sorusunun da en güzel cevabı.
