Yaşasın Matisse, yaşasın Bonnard!

120 resim, heykel, çizim ve grafiklerden oluşan sergi ile, 20. yüzyılın başından İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar geçen süreçte Avrupa avangardının gelişmesi de görülebiliyor.

SEVİNÇ ÖZARSLAN 15 Eylül 2017 KÜLTÜR

Stadel Müzesi, Frankfurt

Edebiyatta, sinemada, tarihte büyük dostluklar yaşanmış. Charles Dickens Wilkie Collins ile, J.R.R Tolkien C.S Lewis ile, Truman Capote Harper ile uzun yıllar dost kalmış. Picasso’nun dostları ise bir kitaba konu olacak kadar geniş.

Frankfurt’taki Städel Müzesi, resim sanatındaki dostluklardan birini gündeme getiriyor. Dün ziyarete açılan Yaşasın Resim (Es lebe die Malerei!) adlı sergi, iyi dost olan Henri Matisse (1869-1954) ve Pierre Bonnard‘ın (1867-1947) birbirlerini nasıl etkilediklerini, karşılıklı diyalog halinde izleyiciye sunuyor. 120 resim, heykel, çizim ve grafiklerden oluşan sergi ile, 20. yüzyılın başından İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar geçen süreçte Avrupa avangardının gelişmesi de görülebiliyor.

Bonnard ve Matisse’nin sergide yer alan portreleri.

Matisse ve Bonnard’ın nasıl tanıştıkları bilinmiyor. Fakat 1900’lü yılların başından beri sürekli görüşüyorlar, birbirlerini sık sık ziyaret ediyorlar, haberleşiyorlar. Mesela, Bonnard, 1906’ta Paris’teki Galerie Ambroise Vollard’da açılacak sergisine Matisse’yi kartpostal göndererek davet ediyor. İki sanatçı birbirlerinin çalışmalarını da etkiliyorlar. Aralarında çarpıcı farklılıklar da vardır. Dostlukları Bonnard’ın ölümüne kadar devam ediyor. Bonnard öldükten sonra bir gazetede onun sanatını küçümseyen bir yazı çıkınca Matisse, gazeteye bir mektup yazarak arkadaşına sahip çıkıyor ve “Evet! Pierre Bonnard‘ın bugün de gelecekte de büyük bir ressam olduğunu onaylıyorum.” diyor.

Henri Matisse atölyesinde çalışırken (1869-1954).

Pierre Bonnard (1867-1947).

Yaşasın Resim sergisinin ilham kaynağı ise, Städel Müzesi’nin 1988 yılından bu yana koleksiyonunda yer alan Pierre Bonnard’ın 1909 tarihli Reclining Nude Against a White and Blue Plaid adlı eseri. Matisse’nin de buna benzer bir çalışması var. Fakat, 1935 tarihli bu eser, Baltimore Müzesi’ndedir. Eserler Frankfurt’ta bir araya getirilerek Almanya’da ilk kez, klasik modernizmin iki ressamı buluşturuluyor.

İki sanatçının resim tutkusu ne kadar benzer olsa da kişilikleri farklı. Bonnard, zayıf, hatta çelimsiz ve utangaç bir ressam. Ömrü boyunca yalnız yaşıyor. Çağdaşları onu, oldukça tuhaf ve sessiz bir karakter olarak tanımlıyor. Matisse ise tam tersi. Kendinden emin bir duruşu ve kişiliği var. Lüks yaşamayı seviyor. Şoförü ile seyahat ediyor ve en şık otellerde konaklıyor.

Baltimore’un yanı sıra Paris, Chicago Sanat Enstitüsü, Londra Tate Modern, New York Modern Sanat Müzesi, St. Peterburg Hermitage Müzesi ve Washington Ulusal Sanat Galerisi’nden ödünç alınan eserlerin seçiminde, ünlü fotoğraf sanatçısı Henri Cartier-Bresson’ın karelerinin de etkisi var. Bilindiği gibi Bresson, 1944 yılında pek çok ressamı atölyesinde ziyaret ediyor ve onları en doğal halleriyle fotoğraflıyor. ([email protected])

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com