Yazarlardan yaz(a)mamak üzerine

RÜYA KARLIOVA 16 Ocak 2018 KÜLTÜR

Yazarların yazmamak ya da yazamamak üzerine yazdıkları metinler, edebiyat tarihinde “writer’s block” ya da “procrastination” (erteleme) olarak anılan tıkanıklıklardan çıkardıkları yaratıcılığı gözler önüne seriyor.

Fransız yazar Robert Pinget, yazamama halini kurguladığı “Yazamamak” adlı kısa kitabında defterinin başına oturup yazamayan bir Bay Rüya’yı anlatır: “Bay Rüya yazamıyordu.” Edebiyat tarihi bu kurgunun gerçek örnekleriyle, Kafka’dan Woolf’a pek çok yazarın günlüklerinde bu tıkanıklıkları anlattıkları metinlerle dolu.

Franz Kafka günlüklerinde çaresizliğini şöyle anlatıyor örneğin “Yazmanın sonu. Ne zaman tekrar yakalar beni? (…) O halde bunun en makul yararının keyfine bakabilirim – daha iyi uyku.”

Yazarın günlüklerinde iki aylık bir sürece bakıldığında aralıklarla tıkanıklık yaşadığı görülüyor. 29 Ocak tarihli başka bir günlük sayfasında da şöyle yazıyor Kafka: “Yine yazmaya çalıştım, hemen hemen boşuna. Son iki gündür erken yattım, çok uzun zamandır yapmamıştım bunu.” 7 Şubat’ta artık yazamamak dayanılmaz olmuş Kafka için ve bunu “bitmez tükenmez bir azap” olarak tanımlamış. 23 Mart’ta yine benzer bir huzursuzlukla “Tek satır yazmayı beceremedim,” diye yazmış.

‘BELKİ DE SADECE BAŞLAMALIYIM’

Amerikalı şair ve yazar Sylvia Plath ise günlüklerinde Kafka’yla benzer bir sıkıntıdan söz ediyor. 7 Temmuz 1958’de şöyle yazıyor Plath: “Yazmaya başlamak için sanırım geçen sonbaharda ders vermeye başlamak konusunda hissettiğime benzer bir histeri içindeyim. Bir hastalık, her şeye küskünlük cinneti, kendim de en dipte. Gece uyanık uzanıyorum, jiletlenmiş sinirlerle bitkin uyanıyorum. Kendi doktorum olmalıyım. Bu çok yıpratıcı felç halini tedavi etmeliyim ve harap eden kuluçka halini ve hayallere dalmayı. Eğer yazmak istiyorsam bu şekilde davranılmaz – ondan korkarak, karşısında donarak. Doğmamış romanın hayaleti bir Medusa kafası. Zekice ve gözlemci bir karakterin notları geliyor zihnime. Ama nasıl başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok. Belki de sadece başlamalıyım.”

9 Temmuz’da ise düzyazının kendisi için bir fobiye dönüştüğünü anlatıyor Plath: “Düşün, düşün hadi…” diye kendine telkin ederek.

‘BİR YAZAR OLARAK FİYASKOYUM’

Virginia Woolf da günlüğünde, 1921 yılının 8 Nisanı’nda yazamamaktan şikayetçi. “Jacob’un Odası’nı yazmam gerekiyor ama yazamıyorum. Bunun yerine neden yazamadığımı yazıyorum – bu günlük boş yüzlü bir sırdaş oldu bana. Görüyorsun, bir yazar olarak tam bir fiyaskoyum.”

Gustave Flaubert ise George Sand’a yazdığı bir mektupta melankoli ataklarından bahsedip “Medcezir gibi yükseliyorlar, boğulmuş hissediyor insan kendini, öylece yatıp zaman öldürüyorum,” diyor.

Flaubert arkadaşına son dönemde duyduğu ölümlerin onu ne kadar etkilediğini anlatarak, “Romanım şu an çok kötü gidiyor. Sanatta çok çalışmak benim için bir şelale yaratmak için gerekli,” diye yazmış.

‘DENEMEYE DEVAM EDECEĞİM’

Dua Kitabı’nda Flannery O’Connor ise şöyle anlatıyor yazmakla olan mücadelesini: “Nasıl yaşayabilirim – nasıl yaşayayım. Doğru dürüsüt yaşamanın tek yolu her şeyi bırakmak belli ki. (…) Bir yandan da bunun aksi her şeyi istiyorum. İyi bir yazar olmak istiyorum. Ufak bir başarı aklımı doldurmaya yetiyor, bilinçsiz de olsa. Eğer iyi bir yazar olursam günün birinde bunun nedeni iyi bir yazar olduğum değil Tanrı’nın bana birkaç şey için güvenmesi ve benim için yazmasıdır. Ama şu an planı buymuş gibi görünmüyor. Tek şey yazamıyorum. Ama denemeye devam edeceğim – mesele bu.”

Anne Sexton ise “Mektuplarla bir Portre”de yer alan bir mektubunda, hiçbir şey yapmadığından, yeterince yazmadığından, iyi şeyler yazamadığından yakınıyor. Sexton çıkan kitabının ardından yazılan eleştirilerin bunda etkisi olduğunu anlatıyor.

‘HÜZÜN VE UTANÇ’

Coleridge’in defterlerinde şöyle anlatılıyor yazamama ıstırabı: “Hüzün ve utanç. Yaşamaya layık değilim! Hiçbir şey yapmadım! Tek bir malzeme bile koymadım.”

Iris Murdoch ise bir mektubunda, “Yazıyor muyum? Geçen yıl sadece üç şiir yazdım, hiç düzyazı yazmadım. Ondan önce biraz düzyazı yazmıştım. Ama şu an hiçbir şey yazmıyorum, yazma isteği de duymuyorum,” diye anlatmış yaşadığı tıkanıklığı.

 

* Bu yazıda LitHub’dan Emily Temple’ın bir araya getirdiği metinlerden yararlanılmıştır.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com