Zarrab’tan sonrası… Gelecek de bir gün gelecek !

KRONOS 09 Aralık 2017 GÖRÜŞ

HAYRETTİN YILDIZ YAZDI…

Türkiye gündeminin en önemli maddesi hiç şüphesiz ABD’de devam eden “Reza Zarrab” davası… Bu dava içeriği, seyri ve Erdoğan Rejiminin bir uçtan bir uca savrulan pozisyonlarıyla şimdiden Holywood yapımcılarının iştihanı kabartan bir film senaryosuna dönüşmeyi hak etmiş durumda.

Neticelerinin Türkiye’yi derinden etkileyeceği hiç tartışmasız olan bu davanın doğal olarak Türkiye’de de çok değişik yorumlara neden olduğunu görüyoruz. Davanın sonucunda muhtemel para cezası, uluslararası ilişkilerde gerileme, yolsuzluğa bulaştığı anlaşılan kişilerin yeniden yargılanması gibi hususlar sosyal medya başta olmak üzere Türkiye basınında başat konuyu oluşturuyor.

Tartışılan konuların en önemlilerinden birisi, kapatılan 17 Aralık dosyasının ABD’de ortaya çıkan yeni deliller ışığında yeniden açılıp açılamayacağıdır.

17 Aralıkta Türkiye’de başlatılan ancak hükümetin baskısı ile ‘kovuşturmaya yer olmadığı kararı’ ile kapatılan dosya, ABD’nin İran ambargosunu delmek isnadı ile ABD’de tekrar açıldı. İki dosyada temel suçlamalar farklı olsa da, sanıkların eylemleri aynıydı ve ABD’deki yargı sürecinde başta Reza Zarrab’ın itirafları olmak üzere çok ciddi deliller ortaya çıktı.

Peki bu deliller doğrultusunda kapatılan 17 Aralık dosyası yeniden açılabilir mi ?

Son zamanlarda ekranlarda sürekli boy gösteren ceza hukuku profesörü Ersan Şen, Süleyman Aslan’ın avukatı olma sıfatının ağır basmasıyla da belki bu dosyaların yeninden açılmasının imkansız olduğunu söyledi.

Peki gerçek öyle mi ?

Bunu öğrenmenin yolu kanunlarımız ne diyor ona bakmaktır. Yargı sistemimizde yargılamanın yenilenmesi müessesi vardır. Yani bir yargılama neticelenmiş olsa da eğer yeni bir delil veya yargılama esnasında neticeye etkili bir durum sonradan öğrenilmişse o dosya yeniden açılabilir, üstelik herhangi bir zamanaşımına da tabi değildir.

Bu konu da Ceza Muhakemeleri Kanunumuzun; Sanık veya hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenleri başlıklı 314. maddesinde:

(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava aşağıda yazılı hâllerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür:

a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise.

c) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa’ denilmek suretiyle yargılamanın yenilenmesi nedenleri sayılmıştır.

Amerikada görülen davada ortaya çıkan deliller, kanaatimce bu üç fıkradaki hükümlerinde ihlal edildiğini gösteriyor. Çünkü Reza Zarrab verdiği ifadelerde bir çok kez sahte evrak düzenlediğini ve bunu resmi makamlara sunduğunu söylemektedir, yine kendisine sorulan soru üzerine iki defa yargılanması esnasında hakim savcılara rüşvet verdiğini beyan etmiştir, hepsinden önemlisi bir hakim önünde suçunu kabul etmiştir. Tüm bunlar değerlendirildiğinde 17 Aralık dosyasının yeniden açılması için hukuki nedenlerin var olduğu tartışmasızdır.

Peki Türkiye dışında ABD’de gerçekleştirilen bir yargılama dolayısı ile ortaya çıkan bu deliller bizim hukukumuzu bağlar mı, iç hukukumuzda karşılığı nedir?

Evet bu deliller bizi bağlar ve iç hukukumuzda Türkiye’de yapılmış bir yargılama neticesinde elde edilmiş gibi kabul edilir. Çünkü ABD ve Türkiye arasında “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında 06.07.1979 tarihinde Ankara’da imzalanan , 10.11.1980 tarih ve 17132 sayılı Resmi Gazete ile onaylanan Ceza Yargılarının Yerine Getirilmesine İlişkin Anlaşma” nın 2. Bölümünün 1. Maddesinde

“Taraflar’dan her biri, bu Anlaşma’da hükme bağlanmış haller ve koşullarda, kendi vatandaşı hakkında diğer Tarafça verilmiş olup hürriyeti bağlayıcı cezaları, zoralımı, kamu gözetimi Önlemlerini veya hak kısıtlamalarını içeren bir ceza yargısının, geçerliliğini tanıyacak ve bu ceza yargısını, kendi mahkemelerinden verilmiş bir ceza yargısı gibi, kendi ülkesinde yerine getirecektir” denilmektedir.

Sözleşmenin bu maddesi son derece açık bir şekilde ABD’deki yargılamanın sonuçlarının iç hukukumuzu bağlayacağını ortaya koyuyor.

Ancak, bunun olabilmesi için Türkiye’nin bu yargılamayı kabul etmesi gerekmektedir. Aslında Reza Zarrabın ifadelerinden sonra Reza Zarrab’a ajanlık suçlamasıyla soruşturma açılması ve tüm malvarlığına el konulması ABD’deki yargılamamnın tanındığı anlamına geliyor ama bu hukuk devleti ve yargı bağımsızlığının varlığı halinde bir anlam ifade eder, şu anda Türkiye’de bir karşılığı ne yazık ki yok. Hasılı ABD’de ki bu yargılamanın neticeleri şu an ikitdarda bulunanları doğrudan etkilediği için hukuken mümkün olsa da fiilen Türkiyede 17 Aralık dosyasının açılamayacağını söyleyebiliriz.

Fakat iktidar sahiplerinin hiç gelmeyecek sandıkları o gün bir gün mutlaka gelecek, ABD’deki yargılama neticesinde ortaya çıkan yeni delillere dayanarak başta 17 Aralık ve Selam Tevhid dosyası olmak üzere bir çok dosyanın tekrar açılacağı görülecektir. O günlerin çok uzakta olduğunu düşünenlere küçük bir hatırlatma: Gelcekte bir gün gelecek !

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com